This is a SEO version of camia. Click here to view full version
« Previous Page Table of Contents Next Page »19 HAZ İ RAN 2014 • SAY I 232 • PERSPEKT İ F
sinin ana sebeplerinden biri olan zorunlu evlilik-lerin engellenmesi amacı göz önüne alındığında bu şartın aşırı bir uygulama olduğu yönünde gö-rüş bildirdi.
ABAD’a yöneltilen ikinci soru ise, uygulanan dil şartının AB aile birleşimi yönergelerine uy-gunluğu sorusuydu. Savcı Mengozzi, önüne geti-rilendavada, esasenbirinci soruya verilen cevapla meselenin açıklığa kavuşturulduğunu belirtmek-tedir. Savcı yine de bu soruya cevap vererek, aile birleşiminde dil şartının AB aile birleşimi yöner-gelerine de aykırı olduğunu, olay ve şahısların özel durumları göz önünde bulundurulmaksızın vize talebinin reddedilmesi kararının hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir. Savcı, vize talebi incelenirken ailenin küçük çocuklarının olması-nın, vize talebinde bulunan eşin bulunduğu yer-de kursa gitme ya da dil öğrenme materyallerine ulaşma imkânının ve hatta münferit olarak eşin okur yazar olmayışının dahi değerlendirilmeme-sini hukuka aykırı bulduğunu ifade etmiştir. Savcının ikinci soruya verdiği cevap, bir ba-kıma Almanya’nın bu konuda hukuku hiçe sa-yan uygulamalarını da gözler önüne sermiştir. Almanya, şimdiye kadarki uygulamalarda, aile birleşimi için yapılan vize başvurularında, kişi-lerin yaşını, okur yazar olup olmadığını, eğitim seviyesini ve engelli olup olmadığını hiç dikkate
almamaktaydı. Aynı şekilde, kurs yerlerinin yüz-lerce kilometre uzakta olması, ders materyalle-rine ulaşım ve kurs maliyeti gibi hususların vize taleplerinde hiç değerlendirilmemesi söz konu-suydu.
ABAD savcılığının baktığı bu davada (C-138/13) kararın verilmesi aylar sürebilir. İlgili da-ire, bu konularda genellikle savcılığın görüşünü takip etmektedir. Fakat asıl önemli olan nokta savcılığın bildirdiği görüştür. Savcılığın her iki soruya ilişkin görüşü, davada siyasi bir karar ve-rilmesi ihtimalinin de önüne geçmektedir. ABAD’dan Almanya’nın aile birleşiminde uy-guladığı dil şartını kaldırması beklenmektedir. Bu yönde daha önce 2011’de Hollanda ile ilgili ve 2012’de Avusturya ile ilgili verilen kararlarda, bu iki ülke için aile birleşimlerinde dil şartının kaldırılması sağlanmıştır. 2012’de AB Komisyo-nu tarafından Almanya’ya karşı AB ortaklık söz-leşmelerine aykırı davrandığı için soruşturma başlatılmıştır. Almanya bu soruşturmaya karşı şimdiye kadar hiçbir reaksiyon göstermemiştir. ABAD önünde görülen söz konusu davaya ilişkin savcılığın görüşü ile Almanya, göçmen hakları açısından iyice baskı altına alınmıştır. Bu açıdan, aile birleşimlerinde getirilen dil şartının bu dava ile kaldırılacağını düşünmek, bir iyimserlikten öte, hukuk kaidelerinin gereğidir.
This is a SEO version of camia. Click here to view full version
« Previous Page Table of Contents Next Page »