Dosya
30
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
Avrupa’nın geleceği hak-
kındaki tartışmaları ge-
liştirmek için sivil toplum
düzeyinde mümkün ol-
duğunca fazla grubun bu
tartışmalara dahil olma-
sına imkân verilmesi ge-
rektiğini düşünüyoruz. Bu
yüzden, mümkün mertebe
Müslümanların da temsil
ediliyor olmasını destek-
liyoruz.
Dünyanın çeşitli bölge-
lerindeki Müslümanlara
karşı yapılan insan hak-
ları ihlallerine verdiğimiz
tepkilere örnek olarak
“Burma-Myanmar’daki
Rohingya Müslümanları-
na İşkence” isimli Nisan
2012 tarihinde yayınla-
nan raporda Rohingya
Müslümanlarına yapılan
işkenceden duyduğumuz
endişeyi dile getirmiştik.
Yalnızca Avrupa’daki siya-
si ve toplumsal gelişme-
leri takip etmekle kalmı-
yoruz, Avrupa sınırlarını
da aşıyoruz. Kamu bilinci
oluşturmak için insan
hakları ihlali meselelerin-
de gerekli adımları atıyo-
ruz ya da parlamentoyu
bu konuda ikna ediyoruz.
Çoğu kişinin birden çok
kimliği var ve Avrupalı
kimliği bunlardan yalnız-
ca biri. Avrupalılığı nasıl
görüp tanımladığımız ol-
dukça kişisel bir mesele.
Bazı insanlar için din daha
baskın olabilir ve kimlik-
lerinin oluşumunda bü-
yük rol oynayabilir; bazı-
larında ise böyle değildir.
Avrupa farklı dinlerin mo-
zaiğini oluşturduğu için
din, herkesin ortak sahip
olduğu ve bizi birbirimize
bağlayan şey olmuştur.
Milliyeti her ne olursa olsun,
dünyanın her yerinde insan
haklarınaönayakolmakön-
celiğimiz olmuştur ve öyle
de olacaktır. İnsan haklarını
destekleyeceğiz ve hem Av-
rupa Birliği içinde hem de
dışında savunmasızları gö-
zeteceğiz. Uluslararası orga-
nizasyonların tüm çabaları-
na rağmen hâlâ milyonlarca
insan, bağımsız hukukun,
demokratik bir sistemin ya
da ifade özgürlüğünün ol-
madığı ülkelerde yaşıyor
ve bu yeni bir durum değil.
Evrensel yasal sistemin ge-
lişmemesi ve şiddet, ulusla-
rarası organizasyonlara çok
iş düştüğününgöstergesidir.
Bu yüzden,dünya genelinde
insan hakları için mücadele
etmeye devamedeceğiz.
Bizce, kültürler arası di-
yalog AB içerisindeki çe-
şitli topluluklar arasında
hoşgörü atmosferi oluş-
turmak için önemli bir
adım. Avrupa kimliği me-
selesi, aynen millî, etnik
ve dinî kimlik gibi husus-
larla birlikte geçtiğimiz
yıllarda en çok tartışılan
siyasi konulardandı. Av-
rupa’daki
vatandaşlar
kendi kimlikleri hakkın-
da gittikçe daha da faz-
la endişe duymaktalar;
bu bağlamda Müslüman
toplumunun kendi öz
kimliğini tanımlıyor olu-
şu, bunu ve sahip olduğu
veya arzu ettiği konumu
ifade etmesi için kendi-
sine bir zemin sunulması
çok önemlidir.
Fraksiyonumuzun İran zi-
yareti, 6 yıllık süre içerisinde
Avrupa Parlamentosundan
İran’a yapılan ilk ziyaretti.
Bizim takındığımız tavır,
İran’ın nükleer programına
dair mevcut olan tüm an-
laşmazlıklar, Esad rejimine
desteği ve ülkedeki insan
hakları ihlalleri gibi sorunla-
rın tehdit veya askerî müda-
haleden ziyade diyalog yo-
luyla çözülmesi gerektiğidir.
Türkiye ile alakalı olarak ise
fraksiyonumuz, AB süreci-
ni desteklemekle birlikte,
demokratik reformlardan
geriye dönülmesi, Başbakan
Erdoğan’ın artan otoriterli-
ği, yargının bağımsızlığına
ve ifade özgürlüğüne yapı-
lan müdahaleler konusunda
endişelidir.
Fraksiyonunuza
göreAvrupalı Müs-
lümanlar “Avrupa
kimliği”ile ilgilimü-
lahazalara gerektiği
kadar dâhil ediliyor
mu?
Fraksiyonunuz, Av-
rupa’nınMüslüman
coğrafyalarda ya-
şanan insanhakları
ihlallerineduyarsız
olduğu ve insan
hakları konusunda
seçici bir politika yü-
rüttüğü iddialarına
ne cevap verirdi?
Greens/EFA
S&D
ALDE
