Mayıs 2014 - page 21

21
MAYIS 2014 • SAYI 231 •
PERSPEKTİF
Konuşmanın bu kısmında CDU/CSU grubu sı-
ralarından alkış sesleri yükseldi. Türk ismi olarak
“Abida”gibi anlamsız bir kelimenin kullanıldığı bu
örnekten yola çıkarak, SPD ile CDU/CSU arasında
yapılanOpsiyon uzlaşmasının ilerici bir adımolup
olmadığını anlayabiliriz.
Bir de şöyle bir örneğe göz atalım: “Abida” Al-
manya’da büyümediği için birçok kişi, onun Al-
man vatandaşlığından vazgeçmesi gerektiğini dü-
şünüyor. Aslında yeni düzenlemeden sonra da iki
vatandaşlıktan birini seçmesi gerekiyor. Eğer Türk
vatandaşlığını tercih ederse koalisyonun enteg-
rasyon ve bağlılık argümanları etkili oldu demek-
tir. Fakat Alman vatandaşlığını seçerse, Birlik par-
tilerinin ileri sürdüğü gibi “entegre olmamasına”
ve Almanya’ya karşı bir bağlılığı bulunmamasına
rağmen Alman olarak kalacaktır. “Türk Abida”nın
doğumundan beri Türkiye’de hiç bulunmadığını,
bir kelime bile Türkçe konuşamadığını ve Türkiye
ile hiç bir bağının olmadığını farz edelim. Birlik
partilerine göre bu durumda her şey yolundadır.
Bu durumda ilk örneğin aksine Almanya’da do-
ğup büyüdüğü için hayret verici bir şekilde Türk
pasaportu alabilir. Bunun neye yarayacağına ise
anlaşılan sadece Birlik partileri politikacıları karar
verebilir.
Bir de başka bir yerden bakalım: “Abida”nın
Almanya’da doğup büyüdüğünü, Türk kültürünü
en iyi şekilde öğrendiğini, düzenli olarak Türk ya-
kınlarını ziyaret ettiğini ve anne-babasının anava-
tanına karşı duygusal bir bağ kurduğunu farz ede-
lim.Türkiyeli bu kızınBirlik partilerininmantığına
göre “entegre” olup olmadığı, durumdan duruma
göre değişebilir. Başarılı bir öğrenci olabilir ya da
okulu terk etmiş olabilir. Peki çifte pasaportuna
rağmen Almanya’ya bağlı olabilir mi? Bu soru ko-
lay cevaplanabilecek bir soru olarak gözükmüyor.
Kesin olan tek şey, onun bu sorunsalda hiçbir za-
man bağlılığı tartışılmayan bir İspanyol, Yunan ya
da İtalyan’dan daha çok ya da az sadık olmadığıdır.
“Abida” ve yasadan etkilenecek gençlerden
yüzde 90’ına yakını için bu düzenleme büyük bir
kazançtır. Zira bir önceki düzenlemenin aksine
hem Alman, hem de Türk pasaportlarını muha-
faza edebiliyorlar. Sorulması gereken soru ise şu:
Neden sadece 2000 yılından sonra Almanya’da
doğmuş olan gençler bu yasadan yararlanabiliyor?
Mesela 70’li ya da 80’li yıllarda Almanya’da dün-
yaya gelmiş ve büyümüş olan bir kişi ülkeye daha
mı az bağlı? Bu insanların birden çok ülke vatan-
daşlığına sahip olma haklarının ellerinden alın-
masının, ortaya sunulan mesnetsiz argümanlar
dışında elle tutulabilir bir dayanağı var mı?
Çoğunlukla bahane bulma amaçlı üretilmiş
“entegrasyon” ve şu ana kadar dayanağı olma-
yan “bağlılık/sadakat” argümanlarının saçmalığı
bu düzenlemeyle açıkça ortaya çıkıyor. Umulur ki
gelecekte insanlar, vatandaşlık yasasının bu toz-
lanmış ve çağ dışı argümanlardan daha sağlam te-
mellere dayanması gerektiğini anlarlar.
©
Flickr.com/sludgegulper
1994 yılında, Çifte Vatandaşlık tartışmalarının başlamasından 4 sene önce, Helmut
Kohl‘un (CDU) bulunduğu Genel Seçim Kampanyası afişleri
1...,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20 22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,...68
Powered by FlippingBook