Mayıs 2014 - page 6

OkuyucuMektupları
Yazı İşleri, gelen mektupları kısaltma
ve değiştirme hakkına sahiptir.
Okuyucu mektupları, dergi redaksi-
yonunun görüşlerini yansıtmamak-
tadır.
Bize görüşlerinizi bildirmek için:
Adres
Merheimer Strasse 229,
D-50733 Köln
Telefon +49 221 942 240 – 46 / 47
Fax
+49 221 942 240 21
e-posta
PERSPEKTİF
• SAYI 231 •
MAYIS 2014
6
Perspektif 230/2014
Son senelerin en “trend” konusu sosyal medya
hakkında orjinal bir şey söyleyen çok az. Pers-
pektif’in yaklaşımını ise orjinal buldum. Avrupa
Müslümanlarının sosyal medyayı kullanış biçimi
şimdiye kadar dile getirilmemiş bir konu. Uma-
rım bu tarz yeniliklerin bizler üzerinde nasıl et-
kileri olduğunu işlemeye devam edersiniz.
Ceyda Şenol, Hollanda
NISAN2014 |YIL20 |NR./SAYI230
AYLIKHABER-YORUMDERGISI
İsviçre’de İslami
Cemaatlerin
Tanınması
s.
16
HiçbirYerin
İnsanları:Rohingya
Müslümanları
s.
52
Rusya ileAvrupa’nın
GüçSavaşıArasında
KırımTatarları
s.
46
Hayatımızın
Neresinde?
“Günlükhayattan
ırkçılığı söküp
atmanınzorluğu
konusundakimse-
nin şüphesiyok.
Yinedebu-
nunlamüca-
deleetmeye
değer.“
s.
20
UKRAYNA
KIRIM
AZAKDENIZI
KARADENIZ
RUSYA
YeniYazıDizisi:
ÜmmetMozaiği
bir Avrupa’ya kavuşacağız. Ben,
yazının içeriğinden çok, bu beyaz
sakallı, orta yaşlı Danimarkalı’nın
insanı gülümseten güzel tavrın-
dan etkilendim ve bunun için te-
şekkür etmek istiyorum size.
Gülsüm Turgutalp, Almanya
Safia Aoude’nin isabetle değin-
diği gibi: “Danimarkalı Müslü-
manlar kendi görüşlerini dile ge-
tirdiklerinde ya ‘fundamentalist’,
yani köktenci, ya da ‘anti-demok-
rat’ yaftası yemekte.” Bu her tar-
tışmada böyle; ne zaman tartış-
manın üslubunu, Müslümanlara
karşı kullanılan kalıp yargıların
saçmalığını dile getirsek hemen
ifade özgürlüğü düşmanı yaftası
yiyoruz. Bu eleştirilere karşı bi-
zim ifade özgürlüğümüz ne za-
man hatırlanacak?
Mustafa Sami Altın, Danimarka
Çifte Vatandaşlık ve
Koalisyon Tartışması
Almanya’da siyasi tartışmaların
bu kadar mantık dışı yürümesini
gerçekten anlayamıyorum. Tar-
tışmaları pragmatik bir bakışla
yürütmek aslında çok zor değil.
DanimarkaHalk Partisinin
Düşündürdükleri
Yazı ile birlikte yayımlanan fo-
toğraf ve Danimarka Halk Par-
tisinin dışlayıcı söylemleri, beni
bundan yaklaşık 10 sene önce,
Karikatür Krizi’nin en sert bir
şekilde yaşandığı günlere götür-
dü. Yazıda yayımlanan fotoğrafta
bütün Müslümanlardan özür di-
leyen bir Danimarkalı, elinde bir
pankart taşıyordu. Bu fotoğraf, o
tarihlerde hissettiğim kıstırılmış
ruh hâlinin tam zıttıydı; samimi
ve içten. Belki de hepimiz, diğer
dindarlara karşı bu tarz bir sa-
mimiyeti taşıdığımızda kavgasız
Örneğin çifte vatandaş olanların
ülkeye bağlı olup olmadıkları bir
bilimsel araştırmanın konusu
olabilir. Ölçülebilir bir konu üze-
rinden bu kadar siyasi patırtının
çıkması Almanya’nın siyasi kül-
türünün handikabı.
MeryemÖztürk, Almanya
İsviçre’de İslami
Cemaatlerin Tanınması
Hem Quirin Weber hem de His-
ham Maizar’ın yazısında “kamu-
sal-hukuki tanınma” derken kas-
tedilen aslında “kamu hukukuna
göre tanıma”. Yazıda kullanılan
ibare meseleyi daha karmaşık
hâle getiriyor. “Kamusal tanın-
ma” derken kastedilen ise “kamu
tarafından tanınma”. Bu anlamda
İsviçre özelinde kamu tarafından
tanınan cemaatler özel tüzük
içinde kalıyorlar. Bu tarz hukuki
terimler, henüz Türkçe tartışıl-
madığı için haklarında kesin bir
uzlaşı bulunmasa da Türkçe’de en
mantıklı karşılığın kullanılması
gerekir.
İsa Kaya, İsviçre
Kırım’da İnfaz ve Etnik
Arındırma
Kırım’daki kardeşlerimiz, hiçbir
şekilde duruşlarından taviz ver-
memişler. Uluslararası camia,
her ne kadar Ukrayna-Rusya
krizinde Kırım Tatarlarını etkin
aktörler olarak görmese de, bi-
zim kalbimiz onlarla. Özay’ın da
belirttiği gibi: “Kırım Türkleri-
nin dünyada çok büyük bir dost
çevresi var.”
İbrahimMeral, Avusturya
13
NISAN 2014 • SAYI 230 •
PERSPEKTİF
*KopenhagÜniversitesindeHukuk, SouthernUniversity of
Denmark’taOrtadoğuÇalışmaları alanındaöğrenimgören
Aoude, aynı zamandaDanimarkaMüslümanlarının hakları
konusundadaetkinbiraktivisttir.
Şubat ayındaDanimarka SağlıkBakanlığı,uyuş-
turmadan hayvan kesimini yasaklayan (Yahudi-
ler için de koşer etüretimini imkânsız kılan) bir
tasarıyı yürürlüğe koydu ve son dönemde de er-
kek çocukların sünnetininyasadışı ilanedilmesi
içinülkedebazıfikirlerortayaatıldı.
Hüsran ve endişeye sebep olan diğermese-
le iseDanimarkamillîmevzuatıyla 24 yaşından
küçük gençlerde, eşlerden birininAvrupa Birliği
vatandaşıolmadığı takdirdeailebirleşiminemü-
saadeedilmiyorolmasıdır.OysakiAvrupaBirliği
Kanunnamesi,gençlerinbirbaşkaAvrupaBirliği
ülkesimensubu kişilerle evlenip, sonrasındaAv-
rupaBirliği oturumuyla aileninDanimarka bün-
yesinde aile birleşimine başvurmasına olanak
tanıyor. BirçokMüslüman, bu tür yasal düzen-
lemelerin ve siyasi arenada var olanMüslüman
karşıtısöylemlerin,Müslümanlarınülkedekisivil
eşitliklerinihiçe saydığıgörüşünde.
Danimarka’da halk arasında Müslümanlara
dair söylem ise tam bir çıkmazda; çünkü düzen-
lemelere ve ifadelereMüslüman azınlık tarafın-
dan geliştirilen itirazlar,halk arasındahep ifade
özgürlüğüne karşı oldukları şeklinde yorumlan-
maktadır. Danimarkalı Müslümanlar kendi gö-
rüşlerini dile getirdiklerinde ya “fundamenta-
list”,yani kökenci,yada“anti-demokrat”yaftası
yemekte.Budurum ise“beşincikolazınlık”,yani
bellibirajandayıhayatageçirmekamacıylaçalış-
malaryapanbirgrupolarakalgılanmakorkusuyla
DanimarkalıMüslüman oluşumların,Müslüman
karşıtı önlemlere ya da halk arasındaki ayrımcı
söylem ve eylemlere karşı harekete geçmelerini
zora sokuyor.
Danimarka’daki birçokMüslümana görehalk
indinde Müslüman algısı, hiç sona ermeyecek
mantıkdışıbirdöngüdurumundadır.Kamu söy-
lemindeki bu saçmalığın nasıl aşılacağı veMüs-
lümanların siyasi anlamda nasıl gerçek birer
Danimarka vatandaşı olacakları sorusu öylece
ortada durmaktadır.Danimarka’dakiMüslüman
azınlığın, kimliklerini Danimarka vatandaşlığı
üzerinden tanımlayamamaları ve Danimarkalı
Müslüman azınlık olarak sığınabilecekleri gü-
venilir bir çatının bulunmaması gibi sümen altı
edilmişmeseleleri isehâlâ çözülmeyibeklemek-
tedir.
Fakat, siyasi hegemonyasının artışıylaDani-
markaHalkPartisinin ortaya koymuş olduğu bir
fikir, temel bir düşünce hâline dönüşebiliyorsa,
Müslümanbireylerveoluşumlarda toplumdaet-
kin bir role sahip olabilmek adına daha gayretli
olmakzorundalar.
©
Flickr.com/GilMegidish
Danimarka’dapatlakverenkarikatürkrizi-
ninardındanbirDanimarkalınınaçtığıpan-
kart: “12Danimarkalınınçizdiğikarikatürler
sebebiylerencideolanbütünMüslümanlara
birDanimarkalıözürü”
PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
12
Gündem
Yeni yapılan bir ankete göre, Danimarka’da
bugün bir seçim yapılsa aşırı sağcı Danimarka
Halk Partisi,meclisteki en çok oya sahip ikinci
parti olacak.Peki bu durumDanimarkalıMüslü-
manlar içinnasılbir sorun teşkilediyor?
Danimarkalı dinî liderlerden Bent Melchior
yaptığı bir konuşmada şöyle demişti: “Nefret
söylemleri kişisel bazda kaldığımüddetçe sorun
yok; ama bu söylemler bir kurumdan gelmeye
başladığında,artıkkorkmakgerek.”
Şu annefret söylemleriDanimarka’da çok da
büyük bir sorun değil. Danimarka hem Avrupa
Birliği hem de BirleşmişMilletler İnsanHakları
Mahkemesi üyesi. Danimarka, halkına eşit hak
ve hürriyetler sunan, demokratik bir anayasal
devlet; alınan tüm siyasi önlemler, bireylerin ve
grupların hayat tercihlerini belirlemeleri husu-
sundakiözgürlüklerinigarantialtınaalıyor.
DanimarkaCezaHukuku’nun 81.maddesinin
6. paragrafında belirtilen ifadeye göre, işlenen
suçtadinîveetniksebeplibirnefretvarsaverilen
cezanın artırılması söz konusudur. FakatAdalet
Bakanlığının ilgili maddeye ilişkin verilen ka-
rarlara dair yayınladığı rapora göre 2010 yılında
2.850 insannefret suçu işlemişken,bunlarınyal-
nızca 33’ü 81.madde 6.paragrafa göre cezalan-
dırıldı. Sayılardaki bu çelişki üzerine Yahudi ve
Müslüman organizasyonlar dinî nefret suçlarını
daha özgür bir ortamda raporlamak için yeni bir
DanimarkaHalkPartisi,sonzamanlardaMüslümangöçmenlerinsayısınınkı-
sıtlanmasıönerisiyledikkatleriçeksede,helalkesimvesünnetgibiMüslüman-
lar içinönemarzedenkonuların “İslamlaşma”korkusuçerçevesinde tartışıl-
masıDanimarka’nınhakveözgürlükleralanındakibirikiminedezararveriyor.
Danimarka Halk Partisinin
Düşündürdükleri
SAFIA
AOUDE
*
platform oluşturdular ve yıllık raporlar yayınla-
mayabaşladılar.
Dinî nefret suçlarındaki istatistiksel artışın,
medyada bu suçlara karşı dava açma konusun-
dakihak ve imkânların etraflıcadilegetirilmiyor
oluşundankaynaklandığı söylenebilir.
Fakat bazı analistler ise dinî azınlıklara yö-
nelik nefret suçlarının,DanimarkaHalk Partisi-
nin vepartinin etnikunsur karşıtı söylemlerinin
yükselişe geçmiş olmasından kaynaklanıp kay-
naklanmadığını irdelemektedir.Siyasiler,alenen
“Danimarka’dakiMüslüman nüfusu sınırlamak”
(Marie Krarup, Ocak 2014) gibi şeylerden bah-
settiğindebu türdüşüncelerhâkim görüşhâline
geliyor veböylece insanlardaortalıktadüşman-
lıklarınıdahakolay ifadeetmeyebaşlıyorlar.
Marie Krarup tabii ki Müslüman göçmen-
lerin Danimarka’ya olan akınını kısıtlamaktan
bahsediyordu; lakin bu türdeki siyasi söylemler,
Danimarka’daMüslüman azınlık için endişe ve
hüsrana sebep oluyor.Danimarka’da henüz ku-
rumsalanlamdabirnefret söylemiortayaçıkma-
mış olabilir; fakat insanlar, bu türde kurumsal
bir söylemin gelişim aşamasında olduğu hissine
kapılmaktadır.
Danimarka’da 2013 yazı boyunca “anaokul-
larında verilen helal dönerin kültürel tehlikesi”
ve “Ramazanın sağlığa zararları” gibi söylemler
üzerinde yükselen siyasi bir dalga vardı. Bu yıl
PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
14
Gündem
Almanya’dabüyük
koalisyonarasındafikir
ayrılıklarınanedenolan
çiftevatandaşlık tartış-
ması,eyaletleringeliştir-
dikleri inisiyatifle farklıbir
boyuta taşındı.Fakatasıl
mesele,koalisyonortakla-
rının farklıfikirdeolmaları
değil;siyasileringirdikleri
çıkmazsokaktançıkmako-
nusundaçabagösteripgös-
termemeleri.
Çifte Vatandaşlık ve
Koalisyon Tartışması
YASIN
BAŞ
*
»
SPD veCDU/CSU, çağa uygun bir vatandaşlık
yasası oluşturmak amacıyla koalisyon sözleşme-
sindeOpsiyonModelini kaldırmayı kararlaştırdı.
Anlaşmaya göre çift pasaporta sahip olmak için
bir çocuğunAlmanya’da doğması (“jus soli”) ve
hayatının bir kısmını burada ya da yurtdışında
geçirmesiyeterli.Fakatanlaşmadayaşamınhan-
gi kısmının yurt içi ya da dışında geçirilmesi ge-
rektiğine dair detaylı bilgiler yer almıyor. İçişleri
Bakanlığınıntasarısınagöregöçmençocuklarının
çiftevatandaşolabilmeleri içinAlmanya’daenaz
12 sene yaşamış ve gençliklerinin büyük bir kıs-
mınıülkedegeçirmişolmaları;eğerbu sözkonu-
sudeğilseAlmanya’dabirokuldiplomasınasahip
olmalarıgerekiyor.
Öte yandan kırmızı-yeşil (Yeşiller ve SPD)
iktidarın
bulunduğu
Baden-Württemberg,
Rheinland-Pfalz ve Schleswig-Holstein gibi eya-
letler şubat ayında vatandaşlık yasasında reform
gerçekleştirmek adına, Federal Parlamentonun
gündeminesunulmaküzerebirbaşvurudabulun-
dular. Fakat SPD çevreleri bu isteğin gerçekleş-
meyeceğigörüşünde.
EyaletveFederalPartilerin İktidarOyunu
Aşağı Saksonya’daki Eyalet Seçimlerinden
beri Federal Parlamentoda kırmızı-yeşil bir ço-
ğunluk bulunuyor. Eyalette CDU ile koalisyonda
bulunanSPD,EyaletParlamentosundabu reform
inisiyatifini kabul ederse, bu, eyalette iktidarda
bulunan büyük koalisyon için nahoş bir duruma
sebepolabilir.BunedenleSPDBaşkanıGabrielve
Genel SekreterAndreaNahles,bu tarz bir dene-
meyikabuletmeyecekvesiyasalağırlıklarınınya-
nındaaynızamanda iknakabiliyetlerinidedevre-
ye sokarak eyaletleri ikna etmeye çalışacaklardır.
Siyah-kırmızı (CDU/CSU veSPD) ve kırmızı-yeşil
siyasi yapılar arasında akrobasi yapan SPD’nin
bu konumu nedeniyle vatandaşlık hakkındaki
reformhamlesi,geçmişteolduğu gibine yazık ki
başarısızlığauğrayacak,milletvekilleri iseherne
kadarkendivicdanlarınakarşı sorumluolsalarda
“fraksiyondisiplini”denilenşeyeuymakzorunda
kalacaklardır.
CDUGenelBaşkanYardımcısıThomasStrobl,
SPD Federal Fraksiyonunun “koalisyon sözleş-
15
NISAN 2014 • SAYI 230 •
PERSPEKTİF
*Siyaset bilimcisi ve serbest gazeteci olan Baş, “Almanya’da
Islam-Alman Islam’ı?”ve “Haberler:MedyadaMüslümanlar”
isimli kitaplarındayazarıdır.
mesineaykırıolan”eyalet tasarısınıkabuletmesi
hâlindekoalisyonundevametmeyeceği tehdidin-
de bulundu. Kırmızı-yeşil iktidarın bulunduğu
eyaletler ise,yasanın kendilerine tanıdığı federal
özerklik haklarına atıfta bulunuyorlar. Federal
yapıyıdikkatealmayan,yasayıdaciddiyealmıyor
demektir.Zira 2.Dünya Savaşı veNazi diktatör-
lüğünün ardındanAlmanya FederalCumhuriyeti
çiftmeclisli sistemi boş yere hayata geçirmedi.
Karşılıklı kontrol anlamına gelen bu demokratik
model (checks andbalances),kendisinden şüphe
edilebilecekbirmodeldedeğil.
1999’da Gerhard Schröder’in yönetimindeki
kırmızı-yeşil iktidar vemuhalefetinuzlaşmasıyla
oluşturulanOpsiyonModeli,o zamanda şüpheli
birmutabakatolaraknitelendirilmişti.Bumodel,
enazbirisekizseneden fazlabirsüreAlmanya’da
ikamet eden yabancı ebeveynlerin Almanya’da
doğan çocuklarının otomatik olarak Alman va-
tandaşlığınasahipolmalarınıöngörüyordu.
Fakat çocuk reşit olduğu anda, ya ailesinin
sahip olduğu, ya da içine doğduğu vatandaşlığı
seçmek zorunda kalıyor ve
23 yaşına kadar bu kararı
vermeyenler Alman va-
tandaşlığını kaybediyordu.
Bu kural tuhaf bir biçim-
de Avrupa Birliği ülkeleri,
AmerikaBirleşikDevletle-
ri,İsviçrevediğermilletler
için geçerli değil. Akıllara
doğrudan dışlamayı geti-
ren bu düzenleme özellik-
le Türkiye kökenli gençler
ve ailelerinde güvensizlik
hissinenedenoluyor.
Türkiye ile akraba ilişkilerine sahip olan ve
kendilerini hem Türkiye’de,hem deAlmanya’da
huzurlu ve evindehissedenbirçokgenç,çifte va-
tandaşlıklarını muhafaza etmek istiyor. Burada
doğmuş,büyümüş ve sosyalleşmiş bu gençler bu
ülkenin sadık vatandaşları. Fakat ailelerinin ve
dedelerinin ülkesi ile özel duygusal bir bağa sa-
hipler.Bugençler“yao,yabu”değil,“hemo,hem
bu”kategorisindebulunuyorlar.
NeKadarÇok İnsan,OKadarÇokKimlik
Tek bir kimliğe tıkılmış insanlar iki yüzlüdür.
Hindistanlı ekonomi uzmanı,filozof ve sosyolog
Amartya Sen, bu durumu “kimlik kapanı” ola-
rak niteler.Yine insanın kendisini yüzde kaçAl-
man,yüzdekaçTürkyadaAraphissettiği sorusu
da lüzumsuzdur. Kişi kendisini yüzde yüz Türk
hissederken, aynı orandaAlman da hissedebilir,
yineaynıorandaBayernMünih taraftarı,Thürin-
genli,çevreaktivistiyada jelibon tutkunuolarak
niteleyebilir kendisini.Bu anlamlandırma süreci,
herbireyde farklı işler.
Tek
boyutlu
düşünce
biçimi, “eski”
mufazakârlar içinhâlâbirölçüolarakkabul edil-
sedeAlmanya,süreklideğişim içerisindeolanbir
ülke.BaşbakanAngelaMerkel’in,Cumhurbaşkanı
Joachim Gauck’un ya daDışişleri Bakanı Frank-
WalterSteinmeier’insonaçıklamalarıanalizedil-
diğindeAlmanya,“GüçlerKonseri”ninsergilendi-
ğivedünyapolitikasınakatılmak isteyenbirülke.
Bu anlamda yakın geçmişimizin en büyük si-
yasi hatalarından biri,ChristianWulff’a bir şans
vermemiş olmaktır. Eski kafalı,muhafazakâr ve
kısmen nasyonalist görüşlere sahip politikacıla-
rın aksine o,3 ila 5milyon arasıTürk veyaMüs-
lümankökene sahipAlman vatandaşınınboş ve-
rilemeyeceğinin farkındaydı.“GüçlerKonseri”nde
herkesin sahip olmayı arzu ettiği böylesine bir
potansiyeli başka ülkelere kaptırmak kabul edi-
lemezdi; aynı şekilde 60
yıldan beri birhüsnükabul
mantalitesi oluşturama-
mış olmak da.Wulff, öne
sürdüğü konseptle dev-
letine bağlı Alman Müs-
lümanların gönlünü ka-
zanmıştı. Diğerlerinin bu
gönülleri kazanabilmeleri
için temel bir formasyona
ihtiyaçlarıvar.
Bunu, örneğin Aşağı
Saksonya seçimlerini çok
azbiroy farkıylakaybeden
partilerindedikkatealmasıgerekir;zirabueyale-
tingöçmenkökenliveAlmanya’nın sarsılmazbi-
rerparçasıolan insanlarınayönelik inandırıcıbir
siyaset yürütemediler. Bu partilerden de, vatan-
daşlık yasası reformuyla taşıdıklarımuhafazakâr
kimliklerini daha da keskinleştirmelerinden baş-
kabirhamlebeklenemezdi.25Mayıs’takiAvrupa
ParlamentosuSeçimlerive10eyalettegerçekleş-
tirilecekyerelseçimlereazbirsürekaldı.Buparti-
ler,yürüttüklerigöçveuyumpolitikalarıylakendi
kurdukları tuzağa düştüler ve bu tuzaktan, en
azından şimdilik, çıkamıyorlar.Maalesef şu anda
bu partilere girdikleri çıkmaz sokaktan çıkmala-
rı için yol gösterebilecek birChristianWulff yok.
©
Flickr.com/ChristlichesMedienmagazinpro
50
Dünya/Söyleşi
PERSPEKTİF
• SAYI 230 •
NISAN 2014
Kırım’da İnfaz ve
Etnik Arındırma
KırımTatarMillîMeclisiTemsilcisiAhmetÖzay,Kı-
rımTatarlarınıngelecekbeklentileriveuluslararası
kamuoyununyapabileceklerihakkındasoruları-
mızıyanıtladı.
ların içerisindeBulgaristan’dangelenAtakaçete-
leri, Sırbistan’dan gelen Çetnikler,Kafkasya’dan
getirilen ve bütün sanatları Müslüman avcılığı
olanKozak çetelerivar. İşgalkuvvetleribütünbu
çeteleri referandum öncesinde sokaklardan çe-
kerek tansiyonu düşürecek bir tedbir arayışında
oldu.Oylama bittikten sonra da bu çetecilik ve
sindirmefaaliyetlerineyazıkkidevametti,ediyor.
ÖrneğinAzakDenizindeTatarlarınyoğunyaşadı-
ğıArabat’tabirköyvar.Referandumakatılmayan
1.100kişilikbuköye17Mart’taRusparaşütbirliği
indi,4 tankgönderildiveköyablukaaltınaalındı.
Oykullanmayanlarınbulunduğuköylerşimdifiş-
leniyorveçeşitli infazeylemlerigerçekleştiriliyor.
Bu infazlardan bir tanesi yine 17Mart’taKarasu
Pazar bölgesinde cesedi bulunan Reşad Ahme-
dov...Referandumdan sonra infaz ve etnik arın-
dırmapolitikasınıngüdüldüğüaşikâr.
PekibudurumdaKırımhalkıneyapabilir?
İnsanların her durumda yapabilecekleri şey-
ler var.Milletler işgalkoşullarındada varlıklarını
sürdürebilir,vazifeleriniyapabilirler.Kırımhalkı-
nın yapabileceği şey,öncelikle vatanlarına sada-
kat içerisinde kalıpülkedehuzur ve refahın tem-
silcisi,sembolüolmak.Kırım,geçenbiraylık süre
zarfındada şiddetebaşvurmamak konusundabir
uzlaşımerkezioldu.Özellikleçalışmalarınısürdü-
renvekapısındahâlâKırımTatarTürkbayrağıve
UkraynadevletbayrağıbulunanKırımTatarMec-
lisiKırım’dakihuzurunteminatıdurumunda.Zira
siyasikararlaralıyoruzvebunlarıuygulayabilecek
iradeye sahibiz. Anayasaya, kanunlara bağlıyız;
halkı normal bir yaşama sevketme konusunda
ısrarlıyız.Ama gelen insanlarınniyetlerinin kötü
olduğunu anlamak çok da zor değil.Kırım’da şu
Kırım’dagerçekleşen referandumunasıldeğer-
lendiriyorsunuz?
Referandum, vatandaşların yaşadıkları ülke-
ningeleceğiyle ilgilioykullanmak suretiylekarar
almasıdır; fakat gerçekleşenbuoylama“referan-
dum” kavramına uygun değil. Birincisi,Ukrayna
yasalarınagöreülkeninbirbölümü,ülkeninbütü-
nüyle ilgilibiroylamayapamaz. İkincisi isebura-
da,Ukrayna’nın işgal edilenbölgesindebaşkabir
yabancı devletin yaptığı bir oylama söz konusu.
Uluslararası ve ulusal hukuka aykırı bu tarz bir
oylamanınbizim tarafımızdan yasalolarakkabul
edilmesimümkündeğildir.
Bundansonrakisüreçnasıl işleyeceksizce?
Referandum denilen bu oylama neticesinde
Kırımöncebağımsızlığını ilanetti,ardındanRus-
yaDevlet Başkanı Putin,Kırım’ın ilhak edildiği-
ni ilan etti.Hepsi 24 saat içerisinde gerçekleşti.
Biz öteden beri bunun bir bağımsızlık girişimi
olmadığını söylüyorduk. Bundan sonrasında ise
uluslararasıbir tanınmagerçekleşmeyecek.Dün-
yanınhangiülkesi,kendine aitolan birparçanın
birbaşkaülke tarafından işgaledilmesini tanıma
hakkına sahiptir?Ya da hangimillet kendi vata-
nınınbaşkabirdevlet tarafından işgaledilmesini
tanıyabilirki?
Kırım’dareferandumsonrasıdurumnasıl?
Referandum öncesinde sokaklarda gerilim
vardı. Oylama sonrasında ise Rusya’nın sevinç
gösterilerigerçekleşti.Kırım’dakigeriliminnede-
ni,Kırım’aülkedışındanRus silahlıkuvvetleri ile
birliktegetirilen,bizimdeneyazıkkiBalkan tari-
hinden tanıdığımızve20.yüzyıldakalmasınıarzu
ettiğimiz eli silahlı,palalı,kırbaçlı çeteler...Bun-
51
NISAN 2014 • SAYI 230 •
PERSPEKTİF
anmuhacirler oluşuyor; ekonomik entegrasyon,
enerjisistemi,susistemi,ödeneksistemi, iletişim
sisteminde aksaklıklar olduğu için insanlar ciddi
sıkıntılarçekiyor.KadınveçocuklarınKırım’ı terk
ederekUkrayna’nınbatıbölgelerine yerleşmeleri
söz konusu.ÖzellikleAvrupa’dakiMüslüman ör-
gütlere bizim çağrımız şu:Dünyanın başka yer-
lerindekiMüslümanlar içingösterilenvicdanida-
yanışmayı Kırım’dan esirgemesinler. Kırım’daki
MüslümanlarAllah’aşükürhemMüslümanlıkları
hem de vatanperverlikleri konusunda sadakatli
insanlar. Belki geçmiş dönemlerde Avrupa’da-
ki Müslümanlar bir Avrupa ülkesi olan Kırım’a
yeterli hassasiyeti göstermediler. Bundan sonra
özellikle Kırım veAvrupalıMüslümanlar arasın-
dabirköprükurulması,Kırım’dakiMüslümanlara
yapılabilecekenbüyükyardımolacaktır.
Uluslararası camianın,özellikle İslam coğrafya-
sınıngelişmelerekarşı tutumunasıl?
Aslında Kırım Türklerinin dünyada çok bü-
yük bir dost çevresi var. Özellikle son 20 yıldır
sergiledikleri pasifist, vatanperverlik politikası
dünyanın her yerinde takdirle karşılandı. Kırım
Türklerinin 1944’te hiçbir şiddet kullanmadan
tek taraflı soykırıma tabi tutularak deportasyona
maruz kalmaları esnasında da bu pasifist tutum
devam etti.Özellikle Türkiye’de hükümet Kırım
Türklerine ihtimamgösteriyor.
Kırım’da işgal ve savaş koşullarımevcutken,
“Neleryapabiliriz?”sorusuöneminikoruyor.Seri
bir şekilde oradaki insanlara yaşama ümidi ver-
mek zorundayız. Kırım’da şu anda para birimi
değiştirildi,Rusparasına çevrildi.Saatdeğiştiril-
di,Kırım saatiMoskova saatine ayarlandı.Radyo
ve televizyonların yayınları kaldırılmak suretiyle
Rus televizyonlarıve radyolarızorunluolarakya-
yınlanırhâlegeldi.Kırım’daki insanlarınşuanen
büyük ihtiyaçları kendilerini dış dünyaya bağla-
yanümitkanalınınaçıkolması.BukonudaAvru-
pa’dakiMüslümanlara insanigörevlerdüşüyor.
KırımTatarMillîMeclisinin veKırımTürkle-
rinin tutumu hiçbir zaman savaştan yana olma-
mıştır.Ne bu kriz esnasında ya da öncesinde,ne
22 yıllık mazilerinde hiçbir Kırım Türk’ü, her-
hangi bir Rus’un ya da başka milletten birinin
evinin camını dahi kırmamıştır.Böylesine temiz
birvarlıkmücadelesigösteren insanlarakarşıAv-
rupalıMüslümanlarınkayıtsızkalmaması,meşru
yollardan insani yardım, uluslararası hukukun
imkânları ve iktisadi entegrasyon gibi alanlarda
yardımetmelerigerekmektedir.
D
üşünce seyre düşünce...
igmgstudents|uniday@igmg.org|uniday.org
Ebrahim Rasool
Prof.Dr. Feridun Yılmaz
İncesaz
Minyatür Sergisi
26.04.2014
StadthalleBielefeld
1,2,3,4,5 7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,...68
Powered by FlippingBook