SOSYAL HİZMETLER

Hasene Başkanı Altaş: “Bu Sadece Kurban Değil, Bir İnanç ve Adanmışlık Tarihi”

02 Mayıs 2025

39 yıldır kurban organizasyonlarını başarıyla yürüten Hasene, bu yılki kampanyasını merhum Sefer Ahmedoğlu’nun hatırasına ithaf etti. Kurbanla başlayan ve küresel bir merhamet ağına dönüşen bu iyilik hareketini, Hasene Başkanı Bekir Altaş Camia Haber’e anlattı.

Hasene Kurban kampanyasını başlattı. 40. Kurban kampanyasını başlatan Hasene’nin Kurban seferini Başkan Bekir Altaş ile konuştuk.

“Bu Sadece Kurban Değil, Bir İnanç ve Adanmışlık Tarihi”

HASENE’nin kurban kampanyası 40. yılına girdi. Bu kırk yıl sizin için ne ifade ediyor?

Bu kırk yıl, aslında bir kurban organizasyonunun değil, bir idealin, bir inancın ve bir adanmışlığın tarihi. Merhum Sefer Ahmedoğlu Hocamızın 1980’li yıllarda Suriye’de sadece birkaç kurbanla başlattığı bu yolculuk, bugün 80’i aşkın ülkede milyonlara ulaşan küresel bir iyilik seferine dönüştü. Bu yürüyüş, sadece ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan kurban etlerinden de ibaret değil; aynı zamanda malî ibadetlerin, insanî yardımla nasıl buluşabileceğini gösteren bir örnek olmuş, birçok kuruluşa da ilham kaynağı olmuştur. Zira kurban, paylaşmanın, kardeşliğin ve ümmet bilincinin canlı bir tezahürü.

Sefer Ahmedoğlu: Hizmetiyle Yaşayan Bir Miras

Sefer Ahmedoğlu’nu bir de sizden dinleyelim… O nasıl bir iz bıraktı?

Sefer Ahmedoğlu Hocamız, kalabalıkların alkışına değil, Allah’ın rızasına talip bir dava adamıydı. 40 yıl önce birkaç kurbanla çıktığı o yolculuk, bugün milyonlara ulaşan bir iyilik zincirine dönüştü. Üstelik bu, onun hizmetlerinden yalnızca bir örnek. Hoca; din eğitimi, imam-hatiplerin yetiştirilmesi ve ilim halkalarının ihyası gibi birçok alanda öncülük etmiş, projeler üretmiş ve pek çok kuruluşa örnek olmuştur.

Ama aslolan onun taşıdığı ruhtu: Samimiyet, adanmışlık ve tevazu.

Bu yolda, yetkiden çok yürek; makamdan çok mahviyet esastır. Zira ne nefsi öne çıkaran hatırlanır, ne de rıza aramayan hayırda daim olur. Nice yetkiler, nice makamlar geldi geçti… Ama samimiyetle yoğrulan bu hizmetler hâlâ anılıyor, öyle değil mi?

Onun ismini duyan büyükler, gözleri dolarak dua ediyorlar. Genç gözlemcilerimizin çoğu onu hiç tanımadı ama hepimiz onun izinden yürüdüğümüzü biliyoruz. O, bize sadece bir yöntem değil, bir duruş bıraktı. Biz bugün hangi ülkeye bir yardım kolisi indiriyorsak, kurbanları ulaştırıyorsak, hangi çocuğun yüzünü bir tebessümle buluşturuyorsak, orada Sefer hocamızın yıllar önce ettiği duanın yankılandığını hissediyoruz. Rabbim ondan razı olsun, mekânı cennet olsun. Geride bıraktığı hayırların sadaka-i câriye olarak ebediyen devam etmesini nasip eylesin.

Bağışta Şeffaflık, Uygulamada Güven

Bağışçılar açısından şeffaflık ve güven büyük önem taşıyor. HASENE, kurban kampanyası başta olmak üzere tüm yardım organizasyonlarında bu güveni nasıl sağlıyor?

Yardım kuruluşlarının en büyük sermayesi bağışçının güvenidir. Biz de bu sorumluluğun farkındayız. Bu nedenle, kurban bağış sürecinin her aşamasını şeffaf ve güvenilir bir sistemle yürütüyoruz.

Bağışlar, camilerimiz aracılığıyla emanet bilinciyle toplanıyor. Daha ilk andan itibaren bağışçılarımıza detaylı bilgilendirme yapılmakta; kurbanların kesileceği ülkeler, süreç takvimi, kesim şartları ve dağıtım yöntemleri açıkça paylaşılmaktadır.

Her cami, bir denetim merkezi gibi çalışıyor. Bağışçılarımızın bulunduğu tüm bölgelerden gönüllü gözlemciler seçilerek, bağışların ulaştırılacağı ülkelere gönderiliyor. Hedefimiz, her camiden en az bir temsilcinin sürece dâhil olması; böylece bağış sürecini yerinde gözlemleyen “bağışçının gözü” niteliğinde bir denetim mekanizması oluşturulmuş oluyor.

Gözlemciler yalnızca izlemekle kalmıyor, belgeli raporlar hazırlıyorlar. Kurbanların kesiminden dağıtımına kadar tüm aşamalar İslamî kurallara uygunluk açısından dikkatle takip ediliyor, fotoğraflar ve videolarla belgeleniyor. Hazırlanan gözlem raporları, hem iç denetim sistemimizde arşivleniyor hem de sonraki yıl sahaya gidecek gözlemcilere tecrübe aktarımı amacıyla rehber olarak paylaşılıyor.

Bu yıl, yüzlerce gözlemcimiz yüze yakın ülke ve bölgede sahada olacak. Böylece bağışçılarımız, verdikleri emanetin yalnızca yerine ulaştığını değil; en başta bir ibadet şuuruyla, usulüne uygun ve güvenilir ellerde ifa edildiğini gönül huzuruyla biliyor.

EHZ Denetimiyle Kurban Sürecinde Yeni Bir Güvence

Bu yıl ilk kez EHZ iş birliğiyle hayata geçirdiğiniz yeni denetim sistemi hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz?

Bu yıl, denetim sistemimizi bir adım daha ileriye taşıyan yeni bir pilot uygulamayı hayata geçirdik. Helal sertifikasyon enstitümüz EHZ ile iş birliği içerisinde yürüttüğümüz bu projeyle, özellikle yüksek sayıda kurban kesiminin gerçekleştiği bölgelerde ve büyük ölçekli kesimhanelerde EHZ denetçileri görevlendiriyoruz.

Bu denetçiler; kesimhanelerde hijyen koşullarının sağlanıp sağlanmadığını denetliyor, lojistik süreçlerin düzenli ve planlı şekilde yürütülmesini kontrol ediyor, kurban kesimlerinin İslamî usullere ve standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmesini izliyor ve hayvan refahının süreç boyunca gözetilip gözetilmediğini titizlikle takip ediyor.

Böylece sadece ibadet yönünün değil, aynı zamanda organizasyonel kalitenin ve etik sorumluluğun da yüksek düzeyde korunmasını temin ediyoruz. Bu teknik denetim, gönüllü gözlemcilerimizin sahadaki çalışmalarıyla eş zamanlı yürütülerek, sürecin her aşamasında şeffaflık ve güven ilkesini daha da pekiştiriyor.

Güven, sürekli ilgi, şeffaflık ve sorumlulukla beslenir. Bu yüzden biz sadece güven inşa etmekle kalmıyor, onu her adımda koruyor ve bu tür yeniliklerle daha da güçlendiriyoruz.

Gazze: Vazgeçilmeyen Emanet

Kurban kampanyalarıyla ulaşılan ülkeler arasında çatışma bölgeleri de var. Bu yıl özellikle hangi coğrafyalar ön planda?

Bu yıl da önceliğimiz, savaş ve kriz bölgelerinde umudu diri tutmak. Özellikle Gazze, yardım çalışmalarımızın merkezinde yer alıyor. Gazze’de süregelen insani kriz, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da ekiplerimizin büyük bir özveriyle sahada olmasına neden oluyor.

Ancak bu Kurban döneminde, Gazze’ye yardım ulaştırmak her zamankinden daha zor. Sınır geçişleri kısıtlanıyor, lojistik ağlar daralıyor, depolama imkânları sınırlanmış durumda. Bazı yardım malzemelerimiz geçiş güzergâhlarında beklemeye alınmış olsa da biz yılmadan bu emanetleri yerine ulaştırmanın yollarını arıyoruz. Çünkü Gazze vazgeçilecek bir yer değil, oradaki kardeşlerimiz de yalnız bırakılacak insanlar değil.

Bu sebeple alternatif güzergâhlar oluşturuyor, partnerlerle iş birliklerimizi güçlendiriyor, uluslararası diplomatik kanalları devreye alarak insani yardım koridorları açmak için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bu süreçte yalnızca fiziksel yardım değil, örneğin sağlık alanında katkı sağlamak adına online psikososyal destek programları da hazırlıyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da Kurban bağışlarını dayanıklı gıda ürünlerine, özellikle de konserve kurban etlerine dönüştürerek Gazze halkına ulaştırmayı planlıyoruz. Sınır geçişlerine izin verildiği anda tüm sevkiyatlarımız hazır şekilde yola çıkacak.

Suriye: Başlangıç Noktası ve Vefa Durağı

Suriye’nin sizdeki yeri ayrı. Bu yıl orada nasıl bir kurban çalışması yürütülecek?

Suriye, bu yolculuğun başladığı yer; kurban kampanyalarının ilk adımının atıldığı coğrafya. Aradan geçen 40 yıla rağmen orası hâlâ kalbimizde özel bir yere sahip. Bu yıl da, her yıl olduğu gibi, mülteci kamplarında, sınır hattında ve ihtiyaç bölgelerinde yoğun çalışmalar yürütmeyi sürdüreceğiz; 40. yıla özel olarak, kampanyanın başladığı bu topraklarda daha kapsamlı bir planlama yürütüyoruz. Suriye’de elhamdülillah güçlü ve oturmuş bir altyapıya sahibiz. Kurban organizasyonlarımızı, eğitim ve sağlık projelerimizle entegre bir şekilde yürütüyoruz.

Ayrıca bu coğrafyada bulunmak, bizim için sadece bir görev değil, aynı zamanda bir vefa borcudur. Çünkü 1980’li yıllarda, Sefer Ahmedoğlu Hocamızın yönlendirmesiyle, pek çok imam, müftü ve din görevlisi ihtisas eğitimi için Suriye’deki üniversitelere gönderildi. Bu topraklar, bizim ilmî gelişimimizde ve din hizmetlerinin kökleşmesinde sessiz ama derin izler bıraktı.

Bundan hareketle bugün orada yardım çalışmaları yürütürken, yalnızca mazlumlara el uzatmıyor; aynı zamanda bu kadim topluma olan gönül borcumuzu da ödemeye çalışıyoruz. Suriye bizim için bir hatıra, bir emanet, bir kardeşlik meselesi. O yüzden bu çalışmaları yaparken çok farklı duygular içindeyiz; hem minnet, hem sorumluluk, hem de bağlılık hissediyoruz.

 

Uzun Soluklu Bir İyilik Seferi: Kurbanla Başlayan Kalıcı Projeler

Kampanya tamamlandığında ortaya çıkan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz ve önümüzdeki yıllar için nasıl bir yol haritası öngörüyorsunuz?

Her kampanya sonrası, sadece sayısal veriler değil; sahadaki izlenimler, gönüllü raporları ve bağışçı geri bildirimleri bizim için çok kıymetli oluyor. Hangi bölgelerde daha fazla ihtiyaç olduğu, organizasyonun hangi alanlarında geliştirmeler yapılması gerektiği gibi konulara bu veriler ışık tutuyor. Gelecek yıllar için hedefimiz, daha fazla bölgeye ulaşmak ve bu süreci daha da dijitalleştirerek bağışçılarımızın şeffaflık ve güven beklentilerini üst düzeyde karşılamak.

Aynı zamanda eğitim, sağlık ve kalkınma gibi alanlarda kurban vesilesiyle başlattığımız uzun vadeli projeleri daha da yaygınlaştırmak istiyoruz. Bu bir kampanya gibi görünse de, uzun soluklu bir iyilik seferi aslında.

Kurban Filmi: Geçmişin İzinde, Geleceğe Doğru Bir Adım

Kumanya kampanyanıza ait tanıtım filmi oldukça dikkat çekti. Yardım ulaştırdığınız insanların güçlü, onurlu ve saygın bireyler olarak yansıtılması kamuoyunda da takdir topladı. Kurban kampanyasına dair tanıtım filmini de merakla bekliyoruz. Bu konuda bize küçük bir tüyo verebilir misiniz?

Çok teşekkür ederim. Evet, bu yılki kumanya filmimizde özellikle alıcı değil, özne olan, ayağa kalkmış ve kimliğini koruyan bireyleri merkeze almayı tercih ettik. Çünkü biz yardım ettiğimiz insanları ihtiyaçlarıyla değil, insanlıklarıyla tanımlıyoruz. Onların haysiyetini gözetmek, en az yardımı ulaştırmak kadar önemlidir.

Kurban kampanyası için hazırladığımız tanıtım filminde de benzer bir yaklaşım benimsedik. Bu kez temamızı, tarihsel bir anlatımla birlikte daha derin bir içsel sorgulamaya taşıdık. “Kimin kurbanı?” sorusunu merkeze alıyoruz. Sadece hayvanların kurban edilmesinden değil; insanın kendi nefsini, bencilliğini ve konfor alanını sorgulamasından da söz ediyoruz. Aynı zamanda bu kampanyanın köklerine uzanan bir tarih yolculuğuna çıkıyoruz.

İzleyenlerin sadece gözlerine değil, gönüllerine de hitap edecek bir anlatı dili oluşturmaya çalıştık. Detaylar sürpriz olsun ama bu kampanyada da sessiz bir çağrıyla, derin bir mesajla izleyicinin karşısına çıkacağız inşallah.

Bağış Yöntemleri

Son olarak, bağış yapmak isteyenler için hangi yöntemler sunuluyor?

Bağışçılarımız online olarak hasene.org adresinden birkaç adımda güvenli şekilde bağış yapabiliyor. Ayrıca IGMG camilerinde ve derneklerinde dağıtılan kurban zarflarıyla da kolayca işlem yapılabilmektedir. Banka havalesi ile de bağış kabul ediyoruz. Tüm bu yollar, bağışçının en rahat ve güvenli hissettiği şekilde tasarlandı. Her zaman “emanetiniz emanetimizdir” anlayışıyla hareket ediyoruz.

Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve bereket diliyoruz.

Ben teşekkür ederim.

Rabbim kurbanlarımızı kabul buyursun, hayır sahiplerinin niyetlerini halis eylesin. Samimiyetimizi, uhuvvetimizi artırarak her adımımızı hayırla sonuçlandırsın. Gözlemci kardeşlerimizi de sağ salim ailelerine ulaştırsın, emanetlerini layıkıyla yerine getirmeyi nasip etsin.


(camiahaber)

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com