CUMA HUTBESİ
Fâtiha Suresi: Kulluğun Özeti
23 Mayıs 2025
Değerli Kardeşlerim!
Kerim Kitabımız Kur’an’ın bir mukaddimesi olan Fâtiha suresi, aynı zamanda insanoğlunun yaratılışının da bir beyanıdır. Bu surenin bir diğer adı da ‘Ümmü’l-Kitâb’, yani ‘Kitabın Anası’dır’. Bu sure, Yüce Allah’ı sıfatları ile tanıtır. Allah’a nasıl iman ve ibadet etmemiz gerektiğini öğretir. Dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak yolları âdemoğluna talim eder. ‘Hamd’ övmek demektir. Allah bütün kemal sıfatları kendinde toplamış ve eksik sıfatlardan münezzehtir. ‘Rab’, Allah’ın sıfatıdır, yarattıklarını terbiye eden, besleyip büyütendir. Âlem; canlı, cansız gördüğümüz ve görmediğimiz bütün varlıklar bütünü demektir. ‘Rahmân’, surede Allah’ın ikinci sıfatı olup, pek merhametli, sonsuz ve umumi merhamet sahibi demektir. ‘Mâliki yevmi’d-dîn’, Allah’ın din gününün, yani ceza ve mükafâtın tahakkuk edeceği son günün sahibi olduğu anlamına gelir. Ayetlerin tertibinde önemli bir hususun altını çizmemiz gerekir. “Allah’ım! Yalnız Sana ibadet eder, ancak Senden yardım isteriz.” denmektedir. Yani Allah’tan yardım istemenin ön şartı, kulun iradesini sarf ederek Allah’a kulluk etmesidir. Demek ki, Allah’ın nimetlerinden tamamıyla faydalanabilmek için, Onun gösterdiği yolda yürümek şarttır.
Kıymetli Müminler!
Biz Müslümanlar, günde beş vakit namazın her rekâtında, Yüce Allah’ın huzurunda Fâtiha’yı okuyarak namazlarımızı ikame eder ve tahiyyatta kelime-i şehadetle Allah’a verdiğimiz kulluk sözümüzü tazeleriz. Mümin olma ve kalma şuurumuzu Fâtiha ile diri tutarız. Allah’ın yüceliği, adaleti, engin merhameti ve sonsuz kudretini tekrar tekrar onunla idrak ve ikrar ederiz. Rabbimize şükrümüzü, hamdimizi ve övgümüzü her gün onunla dile getiririz. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz hutbenin başında okuduğumuz hadîs-i şerifte, “Fâtiha’yı okumayanın namazı yoktur.”[1] buyurmuştur.
Bir başka hadîs-i şerifte Efendimiz (s.a.v.), bu surenin Yüce Rabbimize karşı bir arzuhâl olduğunu haber vermiştir. Fâtihâ’nın hemen başlangıcında Rabbimize hamdederiz. “Hamd, övgü, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” dediğimizde, Âlemlerin Rabbi, “Kulum bana hamdetti.” buyurur. Bizler, “O, Rahmân ve Rahîmdir.” dediğimizde, Yüce Allah, “Kulum bana sena etti. Beni övdü, methetti.” buyurur. Bizler, “O, hesap gününün, ahiret gününün sahibidir.” dediğimizde, Rabbimiz, “Kulum beni yüceltti.” buyurur ve Fâtiha’nın bu ilk bölümünde bizim kendisine hamd-ü senâ etmemiz vesilesiyle Yüce Allah hoşnutluğunu ifade eder.
Fâtiha’nın ikinci bölümünde ise isteklerimizi Rabbimize arz ederiz. “Yalnız Sana ibadet eder, ancak Senden yardım dileriz.” dediğimizde, Rabbimiz, “Bu, kulum ile benim aramdadır. Kulumun isteğine icabet edeceğim.” buyurur. “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil.” dediğimizde, Allah Teâlâ, “İşte kulumun bu talebi karşılıksız kalmayacaktır. Kulum ne istiyorsa onundur.”[2] buyurur.
Aziz Müslümanlar!
Fâtiha’nın her ayeti, her kelimesi, mümince bir bilinç, mümince bir duruş, mümince bir hayat bahşeder bizlere. Gönüllerimize ferahlık verir. Fâtiha, Rabbimize sunduğumuz özlü bir dilekçedir. Besmele ile, dilekçeyi sunduğumuz makamı belirtiriz. Hamd ile o makamın sahibini yüceltiriz. “Rahmân” ve “Rahîm” isimlerinin verdiği ümit ile “din gününün sahibi” ifadesinin verdiği korku arasında Rabbimizin huzuruna çıkarız. Tüm âcizlik ve güçsüzlüğümüzle arzuhâlimizi Rabbimize sunarız. Biliriz ki sığınağımız, dayanağımız, tükenmeyen ümidimiz yalnızca O’dur. Kendisine kullukta bulunulacak, el açılıp medet umulacak yegâne güç ve kudret O’dur. Bizi sırât-ı müstakîminde, yani Kur’an’ın, peygamberlerin ve salihlerin dosdoğru yolunda sabit kılacak O’dur. Bizi azabından koruyacak, bu yolun sonunda ebedî nimetlere ulaştıracak olan da yine yalnızca Rabbimizdir. Hutbemi şu dua ile bitirelim: Ey Yüce Rabbimiz! Bizi ve nesillerimizi Fâtiha’nın hakikatlerinden ayırma! Bizleri Fâtiha’nın bereketinden mahrum bırakma! Ya Rabbi! Fâtiha’yı çokça okuyan, anlayan ve hayatına yansıtanlardan kıl bizleri!
Cumanız mübarek olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
[1] Buhârî, Ezan, 95
[2] Müslim, Salât, 38