CUMA HUTBESİ

Hutbe – Allah cömerttir, cömert olanları sever

23 Kasım 2010

Muhterem Müslümanlar!

Cömertlik, uygun olanı uygun olana vermek, kendi kazancından, herhangi bir karşılık almadan ve beklemeden harcamaktır. En başta gelen güzel ahlak örneklerinden biridir. Cömertliğin zıddı cimrilik ve pintiliktir. Cömertliği ve zıddı olan cimriliği Peygamber Efendimiz (sav), bir hadis-i şerifte şöyle beyan buyurmuştur: “kişi; Allah'a yakın, insanlara yakın, cennete yakın, cehennemden uzaktır. Cimri iş, Allah'tan uzak, insanlardan uzak, cennetten uzak, cehenneme yakındır. Câhil cömertlik sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever." (Kütüb-ü Sitte, H. No: 2174) Hadiste dile gelen cömert kişinin Allah'a yakın olmasından maksad, elbette mesafe yönüyle olacak yakınlık değildir. Fakat cömert insanın, Allah'ın rahmetine ve Allah katından gelecek sevaplara yakınlığı demektir. Cömert insanın, insanlara yakın olması ise, onların muhabbetini, sevgisini ve hürmetlerini cezbetmesi anlamında bir manevi yakınlaşmadır. Malının bir kısmından Allah rızası için bol bol ve layık olan yerlere sarfeden bir Müslüman da hem maddi hem de manevi olarak, kendisini cennete yaklaştıracak bir yola süluk etmiş olur.

Değerli kardeşlerim!

Cömertlik, inanmakla alakalıdır. Nimetlerin sahibini tanıyıp, gerçek nimet sahibinin verilmesini arzuladığı yerlere, onun adına verme aşkıdır. Elindeki mevcudun hakikatte kendisine ait olduğuna inanan bir insanın ondan vazgeçmesi zordur. Ama kendisi de dahil herşeyin sahibinin Allah olduğuna inanan bir insanın, harcamaktan korkması mümkün değildir. Nitekim İmam Gazzali, bu konuyu işlerken şunları ifade buyurmuştur: "Cimrilik, dünyaya bağlanmanın meyvesidir; cömertlik ise, zühd'ün yani dünyaya kıymet vermemenin meyvesidir. Meyveye yapılan övgü, muhakkak ki meyveyi veren ağaca yapılmış olur. Cömertlik, gerçek tevhid ve hakikî tevekküle ermenin sonucudur. Yani Allah'ın yaptığı vaade ve rızık hususunda verdiği garantiye samimi olarak inanmaktan kaynaklanır. [“¦] Cimrilik ise, şirkten kaynaklanır. Bu da sebeplere bağlanıp kalmaktan ve Allah'ın vaadi hususunda düşülen şüpheden kaynaklanır."

Aziz kardeşlerim!

Eğer Allah'a tevekkül ederek onun rızası uğruna vermeyi sevebilirsek ve de karşılığı hemen elimize teslim edilecekmiş gibi harcamaya devam edebilirsek, nefsin ve şeytanın bizi fakirlik veya mal noksanlığı ile korkutmasına aldanmaz isek, bizler de Kur'an ve sünnette övülen cömert insanlardan olabiliriz. Harcadığımız her şey gerek daha bu dünyada iken, gerekse ahirette mükafat olarak karşımıza çıkacaktır. Şu ayet-i kerimeler işte tam da bunu bize anlatıyorlar: “Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır…” (Kasas Suresi, [28:84]) “… Siz Allah rızası için, başkalarına ne harcarsanız, onun yerini daima doldurur.” (Sebe Suresi, [34:39]) “… Ve Allah'ın rızasını kazanmak için harcamanız şartıyla başkalarına her ne iyilik yaparsanız, bu kendi yararınızadır. Çünkü yapacağınız her iyilik size olduğu gibi geri dönecek ve size de hiçbir şekilde haksızlık edilmeyecektir.” (Bakara Suresi, [2:272]) “… Hayırdan her ne iyilik yapar harcamada bulunursanız doğrusu Allah hepsini bilir.” (Bakara Suresi, [2:273])

Hikmet nehrinin coşkun çağlayanı Peygamber Efendimiz (sav) de, Allah rızası için harcamanın değerini  şu mübarek sözleri ile ifade buyurmuşlardır: “Ancak iki kişiye gıbta edilir: Allah'ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah'ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.”Cenab-ı Hak'tan bizi de cömert kullarından kılmasını ve cimriliğin şerrinden korumasını niyaz ederken şu ayette zikredilen ölçülere uygun harcamada bulunmayı unutmayalım: “Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.”  (İsra Suresi, [17:29])

IGMG İrşad Başkanlığı

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com