İRŞAD

İmam Şâfiî: 54 yıla büyük eserler sığdıran aksiyon adamı

12 Nisan 2017

İrşad Başkanlığı İmam Şâfiî ve Şâfiîlik başlığı altında 6. İrşad Paneli’ni 25 Mart’ta düzenledi.

İrşad Başkanlığının geleneksel olarak düzenlediği panellerinin 6.’sı Bergheim şehrinde yapıldı. Bölge İrşad Başkanlarına, imam-hatip, eğitimci, ilahiyatçı ve üniversite öğrencilerine yönelik düzenlenen panelde Ehl-i sünnet mezhep imamlarından olan İmam Şâfiî ve etkileri “İmam Şâfiî ve Şâfiîlik” adı altında ele alındı.

IGMG İrşad Başkan Yardımcısı Ali Bozkurt’un takdimini gerçekleştirdiği panel, Mainz İlahiyat Meslek Okulu – BeMuF öğrencilerinden Emrullah Çuluk’un Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı.

Programda Genel Başkan Kemal Ergün Türkiye’den ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen konuklara yönelik bir selamlama konuşması yaptı. Ergün, gelenekleri ile bağlantısı olmayan toplumların geleceklerinin de olmayacağını ifade ederek İmam Şâfiî hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “İlim öğrenmek için diyar diyar gezen, geleneğimizin banilerinden olan İmam Şâfiî, 54 yıllık kısa ömrüne büyük eserler sığdırabilmiş, çağlar ötesine seslenebilmiş büyük bir aksiyon adamıdır. Fetvanın dayanaklarının sağlam olması durumunda yeni içtihatların ortaya konulabileceğini savunmuş, bu yönde eserler vererek İslam ümmetine büyük katkılar sağlamıştır.”

Ergün “Kibirle sulanmış her şeyi kendinden menkul gören bir tutum olamaz” diyerek, kendi görüşlerini nas olarak kabul eden ve yeni fikirlere açık olmayan kimseler için İmam Şâfiî’nin, sağlam ve dayanağı bulunan bir hadis bulduğunda kendi görüşünü duvara çarpma tevazusunun örnek olduğunu ifade etti. İrşad Başkanlığının geleneksel olarak düzenlediği panellerin asrın problemlerinin çözümünde, Selef-i sâlihîn’in gösterdiği yollar ışığında, özellikle Batı toplumunda yaşayan Müslümanların meselelerinin çözümünde önemli olduğunu belirtti.

Panelin moderatörlüğünü Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet Köse gerçekleştirdi. Panelde Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Aybakan “İmam Şâfiî’nin hayatı, ilmî kişiliği ve yaşadığı dönem” başlığı altında, İmam Şâfiî’nin yaşadığı dönemde dinî, siyasi ve ictimai ortam, İmam Şâfiî’nin hocaları ve ilmî şahsiyeti, Şâfiîlik mezhebinin doğuşu ve yayılışı, İmam Şâfiî’nin temel eserleri, Şâfiîliğin Ehl-i sünnet’teki yeri konularını takdim etti.

Prof. Dr. Aybakan’ı müteakiben Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Soner Duman İmam Şâfiî’nin fıkıh anlayışından yola çıkarak şu konuları anlattı: İmam Şâfiî’nin içtihat metoduna genel bir bakış (Beyan teorisi, Şer’î deliller), İmam Şâfiî’nin kıyas-istihsan anlayışı ve bunun fıkha katkısı, modern dönemde İmam Şâfiî’nin içtihad yöntemine yöneltilen eleştiriler.

Duman, İmam Şâfiî’nin Kur’an’da insanların dünya hayatında karşılaşabilecekleri her durumla ilgili doğrudan veya dolaylı bir açıklama yapıldığını söylediğini belirtti. Duman sözlerine şöyle devam etti: “İmam Şâfiî beyan hakkında şöyle demiştir ‘Allah’ın dinine mensup bir kimsenin başına gelebilecek herhangi bir şeyle ilgili mutlaka Allah’ın kitabında onunla ilgili doğru yolu gösteren bir delil mevcuttur.’ Bu ifade ilk bakışta ‘her şeyin Kur’an’da mevcut olduğu’ şeklinde anlaşılmaya müsait gözüküyor. Lakin burada İmam Şâfiî’nin kastettiği tam olarak bu değildir. Zira onun belirttiğine göre insanlara, yükümlülükleri konusunda yapılan açıklamalar farklı şekillerde tezahür etmekte. Şâfiî’ye göre beş beyan türü vardır.

Birincisi Kur’an’da yer alan ifadenin başka hiçbir açıklamaya ihtiyaç duyulmayacak şekilde açık olduğu beyan türüdür. İkincisi Kur’an’da hakkında bazı açıklamalar yapıldığı hâlde sünnetin ek hükümler getirdiği beyan türüdür. Buna örnek olarak abdestin farzları Kuran’da yer aldığı hâlde Hz. Peygamber’in abdest alırken azalarını üçer kere yıkaması gibi hususlar verilebilir. Üçüncüsü Kur’an’da prensip olarak adı konulan fakat ayrıntıların sünnet tarafından açıklandığı beyan türüdür: Namazın farziyeti belirtildiği hâlde kılınış şeklinin, vakitleri ve rekât sayılarının sünnet tarafından beyan edilmesi gibi. Dördüncüsü Kur’an’da yer almayan bir konuda sünnet tarafından yapılan beyandır. Sonuncusu Kur’an ve sünnette yer almayan konularda içtihat yoluyla olan beyan türüdür. İmam Şâfiî’nin beyan şemasıyla ilgili açıklamaları ve düşünceleri onun fıkıh anlayışının karakteristik özelliklerine ilişkin son derece önemli ipuçları taşıdığının bir göstergesidir.”

Panelde Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nail Okuyucu Şâfiî mezhebinin gelişimi ve tarihî süreç içerisinde Şâfiîlik konusunu ele alarak şu konuları işledi: Şâfiî’nin geliştirdiği yeni fıkıh anlayışı ve karşılaştığı ilk tepkiler, Ehl-i hadis çevrelerinde Şâfiî’nin etkisi ve Ehl-i hadis fıkıh anlayışının dönüşümü, Şâfiîliğin erken dönemde yayılışı ve ilk nesillerde öne çıkan Şâfiî fakihler, Şâfiîliğin klasik bir fıkıh mezhebine dönüşmesi, Şâfiî’nin kelâmî yaklaşımları, erken dönem Şâfiî çevrelerindeki kelâmî tartışmalar ve Şâfiîliğin Eşârîlikle ilişkisi, eserleri ve katkılarıyla öne çıkan önemli Şâfiî fakihler, Şâfiî mezhebinin günümüzdeki durumu, yaygın olduğu bölgeler ve önemli Şâfiî fakihler.

Okuyucu “İmam Şâfiî yaşadığı yıllar itibarıyla hem İslam dünyasında belli alanlarda yürüyen birtakım sosyo-kültürel dönüşümlerin parçası hâline gelmiş hem de mevcudu dikkate alarak geliştirdiği eleştiriler ve inşa ettiği yeni fıkıh anlayışı ile bu dönüşümlerin önemli aktörlerinden birisi hâline gelmiştir.”

İmam Şâfiî’nin başarısının, eleştirileri çok başarılı ve sistematik bir şekilde ortaya koyduğunu ve bu eleştirileri “fıkıh usûlü” olarak anılacak olan zemine taşıyarak aynı zamanda bir inşa sürecinin başlatıcısı olmasından kaynaklandığını söyleyen Okuyucu, İmam Şâfiî’nin muhtelif şehirlerde öne çıkan fıkıh anlayışlarını mukayeseli bir şekilde incelediğini, onların hem kendi iç işleyişlerini hem de birbirlerine karşı ileri sürdükleri itham ve eleştirileri göz önünde bulundurarak Müslümanları yeni bir yönelime sevk etmek istediğini vurguladı.

Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Yunus Apaydın sunumunda Ehl-i hadis zihniyetinin temsilcisi olarak İmam Şâfiî başlığı altında dinin/nasların anlaşılmasında ortaya çıkan farklı eğilim ve zihniyetler (genel bir giriş), nasların anlaşılmasında/yorumlanmasında iki temel eğilim olan Ehl-i hadis ve Ehl-i Rey, Ehl-i hadis ve Ehl-i Rey’in din anlayışı ve temsil ettikleri zihniyetlerin analizi, aralarında ki benzerlikler ve farklılıklar, Şâfiî niçin Ehl-i hadis zihniyetinin bir temsilcisi sayılıyor, Şâfiî’nin zahirî manaya verdiği önem ve hadis ilmindeki yeri, dilin imkânlarının kullanımındaki tutumu, Ehl-i hadis, zâhirîlik ve selefîlik ilişkisi gibi konulara yer verdi.

Apaydın, İmam Şâfiî’nin Ehl-i hadisin teorisini yazdığını ifade ederek hukuk alanında bir devrimci olduğunu, İslam tarihinin Ehl-i fıkıh üzerinden okunması gerektiğini savundu.

Panel moderatörü Prof. Dr. Saffet Köse, panele farklı ülkelerden katılan ilahiyatçı, akademisyen, öğrenci kitlesinin ilgisinden ve yöneltilen soruların derinliğinden memnun olduğunu ifade ederek şu değerlendirmeleri paylaştı: “İmam Şâfiî dünya hukuk mirasının aydınlatıcı kandillerindendir. İmam Şâfiî Kur’an ve sünneti anlamada, hukuk işlemlerini yorumlamada zâhiri esas almış ve bunu ileri boyutta yapmıştır. Şayet Şâfiî, kıyası aktif ve verimli bir biçimde kullanmamış olsaydı, delaletleri işletmeseydi zâhirîlik Dâvûd ez-Zâhirî’den 170 sene önce doğmuş olurdu.”

Programın kapanış konuşmasında İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç oldukça bilgilendirici ve verimli geçen program nedeni ile panelistlere teşekkür etti. Mezhep imamları için ayrı ayrı düzenlenen panellerin mezhepler arasında bir kıyaslama girişimi olmadığını ifade eden Yalınkılıç şunları söyledi: “İmam Şâfiî de İmâm Âzam da ortak değerlerimiz ve ortak müktesebatımızdır. İslam ümmeti için yaptıkları katkıları öğrenmek ve onları anlamak için bu panelleri gerçekleştiriyoruz. Bu panelleri yapmaktaki amacımız ümmetin bu büyüklerini tanıyarak anlama çalışmasıdır. Yoksa mezhep büyüklerimizi birbirleriyle yarıştırmak ya da çatıştırarak itibarsızlaştırmak değildir. Allah (c.c.) cümlesinin şefaatine nail eylesin.”

Yalınkılıç paneli ilgiyle takip eden ve çok sayıda soru ile panele eşlik eden katılımcılara teşekkür ederek 2018 yılında düzenlenecek olan İmam Mâlik ve Mâlikî Mezhebi Paneli’ne katılımcıları davet etti. Program panelistlere plaketlerinin takdimi ile sona erdi.

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com