İRŞAD
“İmamlar Toplumlar Arası Köprü Kurucularıdır”
17 Kasım 2025
Almanya İslam Konseyi ile İslam Toplumu Milli Görüş Menar Enstitüsü tarafından Imam Forum düzenlendi. Forumda imamların toplumsal rolü geniş bir perspektiften değerlendirildi. Forum çerçevesinde yapılan panel tartışmalarında da, imamların gelecekte daha güçlü iletişim becerilerine, pedagojik yeterliliklere ve sosyolojik bilince ihtiyaç duyacağına işaret edildi.
Forumda, imamların günümüzde karşı karşıya kaldığı çok boyutlu sorumluluklar görüşüldü. tartışmaya açtı. Forumun açılışında konuşan Menar Enstitüsü Direktörü Abdullah Ergün, imamların artık yalnızca namaz kıldıran kişiler değil, aynı zamanda sosyal danışman, iletişim uzmanı ve kriz dönemlerinde toplumun güven kapısı olduğunu vurguladı. İmamların görevlerindeki bu dönüşümün, camilerin artık yalnızca ibadet alanı değil, çok katmanlı toplumsal merkezler hâline gelmesiyle daha görünür hale geldiğini belirtti. Ergün, “Bu yük ancak güçlü kurumsal yapılara ve profesyonel destek mekanizmalarına dayanarak taşınabilir.” dedi.

“İmamlık Çok Boyutlu Bir Sorumluluktur”
Forumda konuşan Laatzen IGMG Camii İmamı Bilal Erden, modern toplumda imamlığın niteliğini ele aldığı konuşmasında imamların görev tanımının genişlediğine işaret etti. Erden’e göre imamlık, artık yalnızca namaz kıldırmakla sınırlı olmayan; dini bilgilendirme, sosyal yönlendirme ve gençlik çalışmaları gibi çok boyutlu bir alana yayılıyor.
Toplumsal beklentilerin hızlı değişiminin, imamların kendilerini sürekli olarak geliştirmesini zorunlu kıldığını ifade eden Erden, “İmamlık bir meslek değil, bir çağrıdır.” diyerek mesleğin manevi yönüne dikkat çekti. Bununla birlikte, tek bir imamın her alanda yetkin olmasının gerçekçi olmadığını ve güçlü bir imam dayanışma ağının gerekliliğini vurgulayan Erden, bu ağların hem cemaat hem de toplum nezdinde kaliteli hizmet sunmanın ön şartı olduğunu belirtti.
“İmamlar Toplumun Görünmez Danışmanlarıdır”
Forumun akademik oturumunda söz alan Erlangen-Nürnberg Üniversitesi’nden Dr. Jörn Thielmann, imamların artık yalnızca cemaatleriyle sınırlı bir etki alanına sahip olmadığını dile getirdi. Thielmann’a göre imamlar bugün, yerel yönetimlerin, okulların, sivil toplum kuruluşlarının ve hatta medyanın başvurduğu temel danışman figürleri hâline geldi. Bu durum, imamların sorumluluk alanını genişlettiği gibi, üzerlerindeki baskıyı da artırıyor.
Farklı kuşakların, farklı kültürel arka planların ve değişen dini pratiklerin aynı cami çatısı altında birleştiğini belirten Thielmann, bu çeşitliliğin imamlar için hem zenginlik hem de zorluk kaynağı olduğunu söyledi. İmamlardan daha çok ve daha yüksek beklentiler olduğunu, bu durumun da zaman zaman imamlarda tükenmişlik riski oluşturabileceğine dikkat çekerek, bu nedenle imamlığın profesyonelleşme süreçlerinin önem kazandığını ifade etti.

Camilerde Dönüşüm ve Pedagojik İhtiyaçlar
Frankfurt Üniversitesi’nden Dr. Betül Karakoç Kafkas ise imamların tek bir profil üzerinden değerlendirilemeyeceğini belirterek, camilerin dönüşen yapılarının imamların rollerini de farklılaştırdığını söyledi. Karakoç Kafkas, imamların eğitim, yaş, kültürel altyapı ve tecrübeleri itibarıyla oldukça çeşitli bir grubu oluşturduğunu, buna rağmen bilimsel literatürde hâlâ homojen bir imam tipolojisinin dolaşımda olduğunu vurguladı.
Profesyonelleşme tartışmalarının da bu çeşitliliği göz ardı ettiğini belirten Dr. Betül Karakoç Kafkas, “Kim profesyonel imam tanımını yapıyor? Bu tanımın sahibi kim olmalı?” sorularıyla Müslüman toplumun kendi kavramsal zeminini inşa etmesinin gerekliliğine işaret etti.
İş Birliği, Diyalog ve Şehir Toplumu
Programın ikinci bölümünde söz alan Prof. Dr. Thomas Lemmen, imamların şehir toplumundaki rolünü güçlendirmek için dindarlar arası diyaloğun kritik bir araç olduğunu ifade etti. Dr. Lemmen dindarlar arası diyaloğun temelinin, farklı inançlara karşı içsel bir açıklıkla davranılmasıyla başladığını ve bilgiyle derinleşerek ortak projelerde ete kemiğe bürünebileceğini söyledi.
Dr. Ertuğrul Şahin ise imamlık mesleğinin geleceği açısından net tanımlanmış bir görev çerçevesi ve sürdürülebilir kurumsal yapılar gerektiğini belirtti.
İkinci panelde konuşan IGMG Genel Sekreteri Ali Mete de, imamların sadece dini rehberler olarak değil, şehir toplumunun doğal aktörleri olarak görülmesi gerektiğini söyleyerek, “Bu bir koşu değil, uzun soluklu bir yürüyüş. Şehrin imamı dediğimiz rolü inşa etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Mete, belediyeler ve kamu kurumlarıyla kurumsallaşmış iş birliklerinin imamların etkinliğini artıracağını söyledi.

İmamlar: “Toplumun Sessiz Köprüleridir”
Kapanış konuşmasını yapan Almanya İslam Konseyi Başkanı Burhan Kesici ise, imamların artık sadece dini bilgiyi aktaran kişiler değil, toplumlar arası kültürel çevirmenler ve aracılar hâline geldiğini dile getirdi.
Kesici, özellikle kadın din görevlilerinin görünmeyen emeğinin önemine dikkat çekerek, bu alanda daha güçlü farkındalık oluşturulması gerektiğini belirtti. Kesici, imamların toplumda köprü kurucu rolünün gelecekte daha da belirginleşeceğini ve bu rolün artık toplumsal bir gereklilik hâline geldiğini vurguladı.
Forumun genelinde öne çıkan görüş ise imamlık mesleğinin giderek karmaşıklaştığı, sorumlulukların arttığı ve bu artan yükün ancak kurumsal güçlenme ve toplumsal destekle taşınabileceği yönünde oldu.(Camiahaber)











