CUMA HUTBESİ

İnsanlığın Ortak Yarası: Irkçılık

15 Mart 2023 Tesbih Yeşil Siyah
Tesbih Yeşil Siyah

Muhterem Müslümanlar!

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen Efendimiz ﷺ, kıyamete değin ırkçılığa karşı değişmeyecek olan bir prensibi Veda Haccı’nda bildirmiştir: “Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir! Babanız da birdir! Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır.”[1] Resûlullah ﷺ böylesi muhteşem bir ifadeyle, insanlığın ortak yarası olan, tarih boyunca birçok felakete ve yıkıma sebebiyet veren ırkçılık hastalığının çaresini bize göstermiştir. Başka bir ifadeyle insanlar tarağın dişleri gibi eşittir. Kimsenin bir diğerine karşı üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.

Aziz Müminler!

Şan ve şeref arzusu, insanın fıtratında var olan bir hissiyattır. Ruhen olgunluğa erişmemiş olan insanlar bu duygularını etnik kökenleriyle tatmin etmeye yeltenmektedirler. Kan bağının sağlamış olduğu ırk birlikteliğini üstünlük sebebi olarak saymaktadırlar. Kendi kavimleri dışındakileri hor ve hakir görerek, kendilerini yüceltebilecekleri düşüncesine kapılmaktadırlar.  Oysa Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız Ona itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.”[2] diye buyurmaktadır. Yani üstünlük bir kavimden olmakla veya belli bir ten rengine sahip olmakla değil; iyi, güzel ve doğrunun hayatımıza hâkim kılınmasıyla, yani hayırlı amellerin icrasıyla mümkündür.

Kıymetli Müminler!

Irkçılık bütün insanlığın ortak düşmanıdır. Başkalarının farklılıklarına tahammül edemeyen, farklı dinî inançlara ve düşüncelere, yaşam biçimlerine saygı duymayan kimseler insanlığın baş belasıdır. Bunun acı sonuçlarını, bundan tam üç yıl önce Almanya’nın Hanau şehrinde gerçekleşen, farklı etnik köken ve inanca mensup gençlerin hunharca katledilmesi örneğinde bir kez daha görmüş olduk. Aynı şekilde, 2019 yılında Yeni Zelanda’da bir cuma günü iki camiye yapılan saldırıda 51 masum insanın öldürülmesi hâlâ hafızalarımızdaki tazeliğini korumaktadır.

Irkçılığın önemli tezahürlerinden birisi de farklı inanç mensuplarının kutsallarına yönelik kışkırtıcı saldırılardır. Yüce Kitabımız Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın mushafını yakma eylemleri de bunun en bariz örneklerindendir. Birlikte yaşama kültürünü yok etmeye ve toplumsal huzuru bozmaya yönelik bu menfur saldırılar, asla amacına ulaşamayacaktır. Müslümanlar olarak, insan hak ve hürriyetlerinin dillerden düşürülmediği bir çağda, vicdan sahibi bireylerin, sivil toplum kuruluşlarının ve devletlerin gereken mücadeleyi ortaya koymaları gerektiğini buradan bir defa daha hatırlatmak istiyoruz.

Değerli Kardeşlerim!  

İnsanlığın yeryüzünde barış ve huzur içerisinde yaşamasını hedefleyen İslam, ırkçılığın her türlüsünü lanetlemiştir. Resûlullah ﷺ “Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna mücadele bizden değildir. Irkçılık için ölen bizden değildir.”[3] diye buyurmuştur.

İnsanlığın ortak yarası olan ırkçılık ile mücadele etmek her Müslüman’ın ve vicdan sahibi her insanın ortak görevidir. Bu acı olayların ibret niteliğinde olduğunu bilelim. Irkçılık uğruna yapılan bu zulümleri unutmayalım. Rabbim bizleri ve bütün insanlığı bu tür zulümlerden muhafaza buyursun.

[1] Müsned-i Ahmed, H. No: 23489

[2] Hucurât suresi, 49:13

[3] Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112

Hutbe-Türkçe

Hutbe-Arapça

Hutbe-Hollandaca

Hutbe-Norveççe

Hutbe-Danca

Hutbe-İsveççe

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com