CUMA HUTBESİ

Kur’an ve biz: Birbirimize ne kadar yakınız?

10 Şubat 2016 Kur'an Sayfa Tesbih Turuncu
Kur'an Sayfa Tesbih Turuncu

Aziz Müslümanlar!
Kur’an, kelime itibarı ile okumak anlamına gelir. Kur’an, muhataplarından okunmayı, anlaşılmayı ve hayatta uygulanmayı bekleyen bir kitaptır. Muhatabına dünya ahiret dengesini öğreten bu mübarek kitap, muhteşem bir kitaptır.

Değerli Müminler!
Dünya meşgalelerine ayırdığımız zamanın kaçta kaçını bizleri kurtaracağını bildiğimiz Kelâmullah’a ayırıyoruz? Bizler bugünün Müslümanları olarak, bu ilahî mesajı acaba nasıl karşıladık/karşılıyoruz, diye kendimize soracak olursak nasıl bir cevap verebiliyoruz?

Kur’an mesajını duyduk, kabul ettik, çocuklarımıza O’na saygıda kusur etmemelerini emrettik ve bir kılıf diktirerek evimizin baş köşesine astık, fakat O’nu açıp hiç okumadık mı deriz?

Onu cuma akşamları, ramazan ayında mukabelelerde, mezarlıklarda ve de belki yılda bir Mâide-i Kur’an programlarında okudukk mu deriz?

Yoksa, tüm bunları kabul etmekle birlikte bu yüce kitabı da, onu bize getiren Peygamberi de hayatımızın tam merkezine koyduk, okuyup enine boyuna tefekkür ettik, hayatımızı ona göre çizdik mi deriz?

Sevgili Kardeşlerim!
Bu sorular ve cevapları önemlidir. Zira, Kur’an’ın bizzat kendisi En’âm suresinde bizleri şöyle uyarmaktadır: “İşte bu (Kur’an) da mübarek bir kitaptır. Onu biz indirdik. Ona uyun ve Allah’tan korkun ki, size rahmet edilsin. (Onu size indirdik ki:) ‘Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa (Yahudi ve Hristiyanlara) indirildi; biz ise, onların okumasından habersizdik (o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk)’ demeyesiniz. Yahut, ‘Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk’, demeyesiniz. İşte size de Rabbiniz’den açık delil, hidayet ve rahmet geldi. Allah’ın ayetlerini yalanlayıp, onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmeleri sebebiyle azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.”[1]

Kıymetli Müslümanlar!
Kur’an’ı bizlere tebliğ eden Allah resulü (s.a.v.) Kur’an ile haşır neşir olanları Allah’ın yakınları, dostları olarak nitelemektedir: “Şüphesiz insanlar arasında Allah’a yakın olanlar vardır!” diye buyurur Efendimiz. Ashab da, “Ey Allah’ın resulü! Onlar kimlerdir?” diye sorunca Efendimiz, “Onlar Kur’an ehli, Allah’ın has kullarıdır!” der.[2] Bu hadis bizlere Allah’a dost olabilme müjdesini vermektedir. Ashab bu müjde ile Kur’an’a sarılmış, onu anlamak için mücadele etmiştir. Ashâb, çaresiz kalmış insanlığa derman olmak için gönderilen Yüce Kur’an’ı baş tacı etmiştir. Bunun içindir ki ashâb-ı kirâm en övülmüş Müslüman nesil olmuştur. Ama, Kur’an o zamanın insanlarının bir kısmının nefislerine ağır geldiği için, o nefislerine mahkûm olanlar Kur’an’ı kabul etmeyerek ahiretlerini kaybetmiş oldular.

Rabbimiz, Kur’an’ı ahlakımızın ve dolayısıyla hayatımızın kaynağı kılsın! Bizleri işine gelince Kur’an deyip, işine gelmeyince sırt dönenlerden eylemesin!

[1] En’âm suresi 6:155-157
[2] İbn Mâce, Hadis No: 215

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com