İRŞAD

Neuss’ta Çin’in Uygurlara Yaptığı Baskı Anlatıldı

20 Mayıs 2025

Neuss’ta Çin’in Sincan bölgesindeki Uygurlara yönelik baskı politikaları yeniden gündeme getirildi. Dr. Steenberg, konuşmasında bilimin yalnızca gözlem değil, aynı zamanda toplumsal adaletsizliklere karşı durmak gibi bir sorumluluğu olduğunu vurguladı.

İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Düsseldorf Bölgesi, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine uyguladığı baskıların gündeme getirildiği bir konferans düzenledi. Neuss kentinde yoğun katılımla gerçekleşen konferansa konuşmacı olarak antropolog Dr. Rune Steenberg katıldı.

“Kitlesel Toplama, Zorla Asimilasyon ve Yerleşimci Sömürgecilik: Çin Hâkimiyetinde Uygurlar” başlıklı konferansında Dr. Rune Steenberg Uygur halkına yönelik sistematik baskıları bilimsel veriler ışığında degerlendirdi. Dr. Steenberg insan hakları temelinde Uygur halkı ile güçlü bir dayanışma çağrısı da yaptı.

Dr. Steenberg, konuşmasında bilimin yalnızca gözlem değil, aynı zamanda toplumsal adaletsizliklere karşı durmak gibi bir sorumluluğu olduğunu vurguladı. “Bilim, küresel adalete katkı sunmalıdır.” diyen Steenberg, Doğu Türkistan’daki durumun bu bağlamda açık bir insan hakları ihlali olduğunu söyledi.

“Eğitim Kampı Adı Altında Kültürel Soykırım”

Konferansta Steenberg’in en dikkat çekici analizlerinden biri, Çin’in sözde “yeniden eğitim kampları” oldu. Uygurların bu kamplarda zorla tutulduğunu, kimliklerinden, dillerinden ve dinlerinden koparılmaya çalışıldığını belirten Steenberg, bu süreci “kültürel soykırım” olarak nitelendirdi.

“Bu kamplar yalnızca siyasi kontrol merkezleri değil, aynı zamanda sistematik bir yok etme stratejisinin parçası,” ifadelerini kullanan Steenberg Uygurların Çin kültürüne zorla entegre edilmeye çalışıldığını belirtti.

“Çin Yerleşimci Sömürgecilik Yapıyor”

Çin’in yalnızca kültürel değil, demografik bir dönüşüm stratejisi uyguladığını da kaydeden Steenberg, Çin asıllı (Han) göçmenlerin Sincan’a yerleştirilmesinin Uygur halkının yerinden edilmesi anlamına geldiğini belirttikten sonra “Bu planın amacı, Uygurları azınlık konumuna düşürerek bölgenin sosyo-kültürel yapısını kalıcı olarak değiştirmektir,” dedi.

Bir Tanığın Gözünden: “Sürekli Gözetim, Sürekli Korku”

Gecenin duygusal anlarından biri ise bölgeden bizzat kendi yaşadığı izlenimlerle gelen tanık Sinan Çoban’ın konuşmasıydı. Çoban, Sincan’da yaşadığı deneyimleri paylaşarak sistematik baskının bireyler üzerindeki etkilerini gözler önüne serdi.

Çoban’ın “Uygur olmak, sürekli gözetim altında yaşamak demek. İnsanlar hiçbir gerekçe olmadan kayboluyor ve aileler onların akıbetini öğrenemiyor,” sözleri salonda derin bir sessizliğe neden oldu.

Kurumsal Dayanışma Çağrısı

IGMG Düsseldorf Bölge Kurumsal İletişim Başanı Yunus Semerci, açılış konuşmasında etkinliğin önemine dikkat çekerek, “Bugün burada sadece akademik bir analiz değil, vicdani bir çağrıya da tanıklık ediyoruz” dedi.

Konferansın sonunda tekrar söz alan Yunus Semerci, katılımcılara“Adalet, küçük adımlarla başlar. Bilgilenin, anlatın, örgütlere destek olun. Unutmayın, soykırımlar yalnızca faillerin eylemleriyle değil, dünyanın sessizliğiyle gerçekleşir.” sözleriyle toplumsal duyarlılık çağrısında bulundu.

Bu arada, etkinliğe katılan Help Uyghur e. V. yardım kuruluşunun başkanı Nuriddin Abdulcelil de, uluslararası kamuoyunun dikkatini Uygur halkının yaşadığı trajediye çekmenin ve somut destek sunmanın önemine vurgu yaptı. Nuriddin Abdulcelil “Sadece yardım değil, bilinçlendirme ve uluslararası diyalog da çok önemli,” ifadelerini kullandı.

(camiahaber)

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com