CUMA HUTBESİ

Geçmiş Nesillerin Mirasını Gelecek Nesillere Taşıyan Bir İbadet: İnfak

19 Kasım 2025 Rahle
Rahle

Kıymetli Müslümanlar!
Yaşadığımız çağ şahsi menfaatin öncelendiği ve bencilliğin insanlar arasında yaygınlaştığı bir dönemdir. Bir insanın başkalarının dertlerini dert edinmesi, insanların sıkıntılarını gidermek için çaba göstermesi maalesef iş bilmezlik olarak görülebilmektedir. Bugün âdeta enaniyet bayraklaştırılmış ve insanlığın burçlarına dikilmiştir. Bu durum ise toplumsal dayanışmayı zedelemekte ve bunun sonucunda insan yalnızlaşmaktadır. Modern insanı melankoli ve depresyona mahkûm eden bencilliğin üstesinden gelmenin etkili yollarından birisi de kuşkusuz ki Allah’ın emri olan infak ibadetidir. Yüce Allah (c.c.) takva sahiplerini tarif ederken “Onlar, gayba iman eder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.”[1] diye buyurmaktadır. İnfak Allah’ın bize emanet olarak verdiği mal ve servetten, lütfettiği nimetlerden başkalarına da ikramda bulunmaktır. Muhtaç olan insanları koruyup kollamak, onları gözetmek demektir. Ailemize, akrabamıza, komşumuza, din kardeşlerimize ve tüm insanlığa faydalı olmak için çaba göstermektir.

Aziz Cemaat!
İnsanoğlunun en büyük yanılgılarından biri de uhdesinde olan mal ve mülkün sahibi olduğunu zannetmesidir. Kendisine ihsan edilen variyetin emanetçisi değil, maliki olduğu zannına kapılmasıdır. Oysa hakikatte Mâlikü’l-Mülk olan yalnızca yüce Allah’tır. Yani Allah mülkün gerçek sahibi, bütün varlık âleminin tek hâkimidir. Rabbimiz istediği kullarını mülkünden istediği gibi rızıklandırır. Onlara imtihan gayesiyle sonsuz hazinesinden lütuflar verir. Ama insanların bir kısmı, sahip olduklarının Allah’ın ihsanı olduğunu unutur. Tarihte bunun en bariz örneği, Mûsâ (a.s.) döneminde imtihanı kaybedenlerden olan Karun’dur.  Mevla kendisine “Allah’ın sana verdiği serveti Onun yolunda harcamak suretiyle ahiretini kazanmaya çalış. Dünyadan da nasibini unutma. Allah sana nasıl ihsanda bulunduysa, sen de başkalarına öylece ihsanda bulun.[2] dediğinde Karun zenginliğini kendisinden bilmiş ve “Niye ki? Bu servet bana verilmişse, öyle iş olsun diye değil, ancak sahip olduğum bir bilgi sayesinde verilmiştir.”[3] diye mukabele etmiştir. Gösterdiği bu kibir onun helakına sebep olmuştur.

Değerli Müminler!
Rabbimiz bizleri ve sevdiklerimizi “Rezzâk” ismiyle bolca ve devamlı rızıklandırsın. Ve bizlere ihsan ettiklerini Onun yolunda harcamayı nasip eylesin. Allah’ın verdiklerini Allah yolunda harcamak en önemli kulluk vazifelerindendir. Bu vazifenin ifadesi “Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.[4] âyet-i celîlesiyle beyan edilmiştir. Kendisine verilenlerden infak edip paylaşanlar, Allah’a hakkıyla şükredenlerdir. Verilen nimeti nefsinden bilip kendine saklayarak paylaşmayanlar ise nimetlere esir olan bedbahtlardır. Sahip olduğunu düşündüğü mal ve mülke köle olan kişilerdir. Paylaşmak ve ihtiyaç sahiplerine destek olmak hem özgürleştirir hem de varlıklarımızı bereketlendirir. Bu bereketin tasviri Kur’an-ı Kerim’de çok veciz bir surette dillendirilmiştir: “Mallarını Allah yolunda harcayanların hâli, her başağı yüz taneli yedi başak bitiren bir tohumun hâli gibidir.”[5]

Aziz Cemaat!
Hutbemizin başında okunan hadîs-i şerifte Peygamberimiz “Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcamayı becerip başarabilen kimselerin”[6] imrenilecek kimseler olduğunu ifade edip “onlar gibi olmayı” bizlere tavsiye etmektedir. Teşkilatımız her yıl olduğu gibi bu yıl da İnfak Kampanyası ile bizleri hayra davet ediyor. 14 bölgede 16 proje sizlerin katkıları ile hayata geçecek. Camiler, hizmet binaları, eğitim merkezleri ve okullar inşa ve imar edilecek. Buralarda yapılacak hayırlı hizmetler bizim kapanmayan amel defterlerimiz olacak. Sizleri elinizdeki imkânlardan paylaşmaya, hakkıyla şükredenlerin içinde yer almaya, iyilik ve güzelliklerin yayılmasına destek olmaya davet ediyoruz. Yüce Allah infaklarımızı kabul buyursun.

[1] Bakara suresi, 2:3

[2] Kasas suresi, 28:77  

[3] Kasas suresi, 28:78 

[4] Bakara suresi, 2:215

[5] Bakara suresi, 2:261

[6] Buhârî, İlim, 15; Müslim, Müsâfirîn, 268

Hutbe – Türkçe

Hutbe – Almanca

Hutbe – İngilizce

Hutbe – Fransızca

Hutbe – Arapça

Hutbe – Felemenkçe

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com