CUMA HUTBESİ

Hutbe: Sünnetin Hayatımızdaki Yeri

27 Şubat 2017 Rahle
Rahle

Aziz ve Muhterem Müminler!
Sünnet, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Allah’tan aldığı ve adına vahiy dediğimiz mesajı hayata uygulamasıdır. Dolayısı ile, İslam dinini anlamak isteyen herkes, Müslüman olduğunu söyleyen, İslam’ı yaşamak ve hayatına tatbik etmek isteyen herkes, O’nun sünnetini bilmek, O’nun sünnetini takip ve tatbik etmek durumundadır. Nitekim İslam’ın iki temel kaynağı, Allah’ın kelamı Kur’an ve Hz. Peygamber’in sünnetidir.

Rabbimiz “Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.”[1] diye bizlere uyarıda bulunmaktadır. Bu yüzdendir ki, Resûlullah’ın sünnetine uymak, o sünnete sarılmak, aynı zamanda Allah’a itaat etmek demektir. Bunun aksini düşünelim: Allah resulünün sünnetini önemsemeyen, onun sünneti yerine kendi yorum ve anlayışı ile bir din oluşturmaya çalışan kimse Allah’a isyan ediyor demektir. Hâlbuki Rabbimiz “resule itaat edin” buyurmaktadır.

Muhterem Müslümanlar!
Sünnetin dinimizdeki yerine dair pek çok âyet-i kerime vardır. Bunlardan bir tanesinde şöyle buyurulmaktadır: “(Resulüm) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”[2] Yüce Allah burada hem bize Resûlullah’ın dinimizdeki değerini ifade etmekte hem de bize karşı son derece merhametli olduğunu dile getirmektedir.

Değerli Müslümanlar!
Doğru yoldan sapmamak için Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetine uymak mecburiyetindeyiz. Nitekim Peygamber Efendimiz Vedâ hutbesinde ashabına ve dolayısıyla da ümmetine şöyle buyurmuştur: “Size iki şey bırakıyorum. Bu ikisine de sarıldığınız müddetçe asla yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerîm ve resulünün sünnetidir.”[3]

Buradan da anlaşılıyor ki Resûlullah’ın sünneti, Yüce Rabbimizin bize öngördüğü hayat modelidir. O model, Kuran’ın doğru anlaşılmasında ve yaşanmasında bizlere rehberlik eder. Öyleyse, Müslümanlar olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in mirasına, yani, sünnetine sahip çıkmak durumundayız.

Değerli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz, sadece Kur’ân-ı Kerîm’i bize bildiren bir elçi değildir. O aynı zamanda Kur’an’ı nasıl analarız, nasıl hayatımıza tatbik ederiz, o Kur’an hayatımıza nasıl girer gibi soruların cevaplarını da sunar, en doğru şekilde bizlere gösterir.

Kıymetli Müslümanlar!
Sünnetler başta sahabeye ve sonraki nesillere ulaşıp bizlere kadar gelmiştir. Şüphesiz bize düşen, sünnetleri bizzat yaşayarak korumak ve bizden sonrakilere ulaşmasını sağlamaktır. Hangi çağ, hangi ülkede olursa olsun, Rabbimizin rızasını elde etmek istiyorsak Allah’ın ve resulünün yoluna uymak zorundayız. Bilhassa Avrupa’da azınlık konumunda yaşayan Müslümanlar olarak camilerimizin bu minvalde çok büyük bir önem taşıdığını da unutmamalıyız.
Rabbim bizleri Allah’a itaatkâr ve sünnetlerini uygulayarak da Peygamberine itaat eden Müslümanlardan eylesin!

[1] Nisâ suresi, 4:80
[2] Âl-i İmrân suresi, 3:31
[3] İmam Mâlik, Muvatta, H. No.: 3338

Hutbe-Sünnetin hayatımızdaki yeri

Hutbe-Arapça

Hutbe-Arapça

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com