Millî Görüş e.V.
İrşad Başkanlığı
Irschadabteilung
Colonia-Allee 3D-51067 Köln
Değerli Müslümanlar!
İnsan, dünyaya gelmeden önce nerede doğacağına, nerede hayatına devam edeceğine ve hangi milletten olacağına karar veremez. Bundan dolayıdır ki, Müslüman her nerede dünyaya gelirse gelsin, her nerede yaşarsa yaşasın, şartları ne olursa olsun Allah’a kul olmakla, dolayısıyla kul olma yükümlülüğünü yerine getirmekle mükelleftir. Bugün, yaşadığımız ülkeler, belki İslami değerlerle uyuşmayan ülkeler olabilir. Ancak bizler, Müslüman olarak, noktasıyla ve virgülüyle bizlere örnek olan Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yolundan giderek Müslümanca yaşayabiliriz. Zaten Müslümanca yaşamak zorundayız.
Muhterem Müslümanlar!
İçimizde sosyal medyayı, interneti kullanmayan, spor-futbol muhabbetine kapılıp da yapılması gereken pek çok şeyi ertelemeyen kimse var mıdır acaba? Belki birkaç kişi “ben” diye cevap verse bile, bunlar artık hayatımızın gerçekleri olmuş, hatta bazen tiryakilik derecesinde bir alışkanlık, bir bağımlılık hâline de gelmiştir. Bağımlılık ise bir nevi hastalıktır.
Muhterem Müslümanlar!
Bu dünyada yaptığımız hiçbir şey karşılıksız kalmayacaktır. İyilik de yapsak kötülük de yapsak, bu yaptıklarımızın hepsi kıyamette önümüze konulacaktır. Ayette şöyle buyurulmaktadır: “O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.”
Muhterem Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz, Tevbe suresinin 128. ayet-i kerimesinde, Peygamber efendimizi tarif ederken; “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.“ diye buyurmaktadır. Yine Kuran-ı Azimüşşanda, Rasulullah (s.a.v.)’e hitaben, “Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” denilmiştir.
Muhterem Müslümanlar !
Kur’ân-ı Kerîm’de: "(Ey Resulüm!) Nefsânî arzularını kendisine ilah edinen kimseyi gördün mü? Artık ona sen mi vekil olacaksın?"[1] buyurularak, nefsinin peşinden giden kimselerin kurtuluşa eremeyeceği dikkatimize sunulmuştur. Yine bu manada olmak üzere Efendimiz (s.a.v.) de, “İnsanın helakine sebep olan şunlardır: Kendisine itaat edilen cimrilik, hep peşinde koşulan hevâ ve kişinin kendini beğenmesidir.”[2] buyurmuşlardır.