Aziz Müminler!
Kur’ân, Allah’ın insanlığa gönderdiği son ilahî kitaptır. O, kıyamete kadar geçerli olan hakikatin tek kaynağıdır. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Bu Kur’an, Allah’tan (indirilmiş olup) başkası tarafından uydurulmamıştır. Fakat o, kendinden öncekileri doğrulayıcı ve Kitab’ı açıklayıcı olarak, indirilmiştir. Onun âlemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur.”[1]

Muhterem Müslümanlar
Kur’ân, Allah’ın kelamıdır. Hidayet, rahmet, öğüt ve nurdur. O, yalnızca bir okuma kitabı değil, bir hayat nizamıdır. İtikattan ahlâka, ibadetten sosyal hayata kadar her alanda yol gösterir. Peygamberimiz (sav) “Allah’ın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer…”[2] buyurarak Kur’ân’ı “yağmurun toprağa hayat vermesi”ne benzetmiştir. Yağmurun farklı topraklara düşüp bazı toprakları yeşertmesi, bazılarının sadece su tutması, bazılarında sele sebebiyet vermesi gibi; Kur’ân’la muhatap olan kimi kalpler açılır ve bereketlenir, kimileri yüzeysel fayda görür, kimileri ise bütünüyle kayıtsız kalır; hatta Kur’an, zalimlerin kalplerinin ancak zararını artırır.[3]

Kıymetli Kardeşlerim
Kur’ân, birçok ayetinde kendinden bahseder ve kendi mahiyetini tanımlar. O “apaçık kitap”, “müminler için hidayet ve müjde”, “her türlü örneği içeren”, “öğreten” ve “şerefli” bir kitaptır. Ayrıca “hikmetli”, “doğruya ulaştıran” bir “zikir” yani bir “öğüt”tür. Bütün bu ayetler bize Kur’ân’ın sadece bir metin değil, hayatımızın her alanında bize rehberlik eden ilahî bir kılavuz olduğunu gösterir.

Muhterem Müslümanlar
Furkân suresinde Peygamberimiz (sav)’in halini Rabbine şöyle arz ettiği nakledilir: Rabbim! Kavmim bu Kur’ân’ı mehcur (terk edilmiş) bıraktı.”[4] Mehcur bırakmak, Kur’ân’ı mushaflarda saklamak, mezarlıklarda okumak ama hayatın dışında tutmaktır. Bunların sonucunda Müslüman bireyler manevi yönden zayıflar, Müslüman toplum birlik ve dirliğini kaybeder, insanlar arasında adalet yerine zulüm, kardeşlik yerine bencillik hâkim olur.

Kıymetli Müslümanlar
Bugün Müslüman toplumların yaşadığı krizlerin, ayrılıkların, huzursuzlukların temelinde Kur’ân’dan uzaklaşma vardır. Kur’ân sadece bireyin değil, toplumun da kurtuluş reçetesidir. Onun ışığında yürüyen toplumlar adaletle ayakta kalır, kardeşlikle güçlenir, rahmetle huzur bulur. “Şüphesiz bu Kur’ân en doğru yola iletir.”[5]

Aziz Müminler!
İşte İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları tam da bu anlayışın bir tezahürü olarak her yıl Kur’an’a olan sevgi ve saygıyı diri tutmak için “Kuranı Kerim Tilavet Yarışması” düzenlemektedir. Kırk yıl önce camilerimizde başlayan bu kutlu yarışmanın bu yıl 37.sini Almanya’nın en güzel salonlarının birinde Stadthalle Bielefeld’te yapıyoruz. 18 Ekim Cumartesi günü saat 13:30’da başlayacak olan Avrupa’nın ilk ve tek Kur’an-ı Kerim tilavet yarışmasına siz kıymetli kardeşlerimizi davet ediyoruz. Rabbimiz bizleri Kur’ân’ı seven ve ona sımsıkı sarılan kullarından eylesin. Kur’ân’ı bize dünyada yoldaş, cennette arkadaş eyle. Âmin.

[1] Yûnus suresi, 37

[2] Buhârî, İlim 20; Müslim, Fezâil 15

[3] İsra suresi, 82

[4] Furkan suresi, 30

[5] İ İsrâ suresi, 9

Hutbe – Türkçe

Hutbe – Almanca

Hutbe – İngilizce

Hutbe – Fransızca

Hutbe – Arapça

Hutbe – Felemenkçe

Hutbe – İsveççe