Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz insanı akıl, irade ve sorumluluk bilinciyle donatmış, onu doğruyla yanlışı ayırt edebilecek bir fıtrat üzere yaratmıştır. İslam, insanın hem kendi nefsine hem de topluma zarar verecek her türlü alışkanlıktan uzak durmasını emretmiştir. Bu zararların başında da kumar ve şans oyunları gelmektedir. Kumar, taraflardan birinin kaybı, diğerinin kazancı üzerine dayanan, emek ve üretimden uzak haksız bir kazanç biçimidir. Klasik biçimleriyle masada oynanan oyunlardan farkı olmayan modern versiyonları — piyango, loto, iddia, bahis, sanal kumar siteleri — aynı hükme tabidir. Çünkü hepsi, alın terini değil tesadüfü esas alır; kişiyi tembelliğe, hırsa ve haksız kazanca sürükler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Bir kimse arkadaşına ‘Gel, seninle kumar oynayalım!’ derse, hemen sadaka versin.”[1] Bu hadis kumarın sadece fiilini değil, niyetini ve sözünü dahi yasaklamaktadır. Çünkü kumar, insanın helal rızık arayışını gölgeleyen bir fitnedir.

Aziz Kardeşlerim!
Geçmişte kahvehanelerde ve gizli mekânlarda oynanan kumar bugün dijitalleşmeyle farklı bir görünüme bürünmüştür. Artık kumar masaları ceplere sığmaktadır. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar, mobil uygulamalar aracılığıyla her yaştan insanın kolayca ulaşabildiği dijital kumar, milyonlarca kişiyi etkisi altına almıştır. Online bahis siteleri, sanal kumarhaneler, oyun içi satın almalarla gizlenen “şans kutuları” ve sanal piyangolar, özellikle gençleri hedef almaktadır. Bu platformlar renkli görsellerle, hızlı kazanç vaatleriyle kişiyi kandırır; bir süre sonra bağımlıya dönüştürür. Gün gelir mal gider, huzur gider, aile dağılır. Şeytanın “kolay kazanç” vaadiyle başlayan bu süreç hem dünyayı hem ahireti kaybettirir.

Kıymetli Müminler!
Kumar sadece bir maddi kayıp değildir; aynı zamanda vakit, huzur ve izzet kaybıdır. Kumarla meşgul olan kişi, ibadetlerinden uzaklaşır, ailesine ve topluma faydalı olma bilincini yitirir. Rabbimiz kumarın bu yönünü şu ayetle açıklar: “Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?”[2] Bu ayet, kumarın sadece ekonomik bir kayıp değil, iman ve ibadet bilincini zedeleyen bir manevi hastalık olduğunu bildirir. Kumar bağımlılığa, psikolojik çöküntüye, aile içi şiddete, borçlanmaya, toplumsal huzursuzluğa ve bazen intihara kadar giden bir yıkım zinciri üretir.

Aziz Müslümanlar!
Günümüzde de kumarın en etkili panzehiri iman, ilim ve bilinçtir. Önce aileden başlamalıyız:
Ebeveynler çocukların internet kullanımını takip etmeli, onlara dijital ahlak ve helal-haram bilinci kazandırmalıdır. Camilerimizde, gençlik merkezlerinde, eğitim kurumlarımızda dijital farkındalık dersleri, bağımlılık karşıtı sohbetler düzenlenmelidir. Ebeveynler, imamlar, öğretmenler, rehberlik uzmanları el ele vermeli, çocuklarımızın zihin dünyasına maneviyatın ışığını taşımak için ortak çaba göstermelidir. Toplumsal iş birliği şarttır: Devlet kurumları, sivil toplum, medya ve teknoloji şirketleri dijital kumar sitelerinin reklamlarını engellemeli; finansal denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir. Sağlık kuruluşları ve manevi rehberler kumar mağdurları için psikolojik ve sosyal destek ağları oluşturmalıdır.

Kıymetli Kardeşlerim!
Unutmayalım ki helal kazanç bereket getirir, haram kazanç ise kalbi karartır. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü kul, malını nereden kazandığından ve nereye harcadığından sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz.”[3]  Bu hadis bize helal kazanç uğruna sabretmenin bir ibadet, haramdan uzak durmanın ise takva olduğunu öğretir. Kumar bu bilincin tam zıddıdır. O hâlde malımızın helal, kalbimizin huzurlu, kazancımızın bereketli olması için dijital dünyanın haram tuzaklarından uzak duralım.

Allah’ım! Bizleri kumar ve her türlü haram kazançtan muhafaza eyle. Nesillerimizi bu dijital tuzaklardan koru. Helal rızıkla kanaat eden, sabır ve şükür ehli kullarından eyle. Kalplerimizi zikrinle, ibadetinle, huzurunla doldur. Allah’ım! Harama değil helale yönelen bir ümmet eyle bizleri. Amin.

[1] Buhârî, Buhârî, Tefsîru sûre (53), 2, Edeb 74, İsti’zân 52, Eymân 53; Müslim, Eymân 5.  

[2] Mâide suresi, 5:91

[3] Tirmizî, Kıyâme, 1

Hutbe – Türkçe

Hutbe – Almanca

Hutbe – İngilizce

Hutbe – Fransızca

Hutbe – Arapça

Hutbe – Felemenkçe

Hutbe – İsveççe