Öyleyse Müslümanlar, kendi anlayış ve algılamalarıyla bağdaşmayan tasavvurları düzeltmek için ne yapabilirler veya herhangi bir şey yapabilirler mi? Bütün bu sorular arasında bu yıl “Muhammed – Rahmet Peygaberi” sloganı ile yürütülen Açık Cami Günü, bu sorulara bir cevap niteliği taşıyor. Açık Cami Günü 1997 yılından beri Almanya'daki İslamî cemaatler tarafından, her yıl 3 Ekim'de gerçekleşiyor. Almanya'daki bini aşkın cami bugün çeşitli tanıtım, sunum, konuşma, sergi, enformasyon malzemeleri ve buluşma imkanları sunuyor. Camilerin sunduğu bu fırsatlarlar her yıl çeşitli yaş, millet ve dine mensup yüzbini aşkın kişi tarafından değerlendiriliyor. Müslümanlar camilere yaptığı bu davetlerle gayr-i Müslimlerle tanışmak ve  konuşmak üzere biraraya geliyorlar.

Hiçbir şey olmasa da, yalnızca caminin gezilip görülmesi ve Müslümanlarla bizzat ilişki kurulması dahi yararlı oluyor. Bu ziyarette, ziyaretçiler kafasındaki mevcut genel klişelerle bağdaştıracak bir bağlantı noktası bulamıyor. Müslümanların da aynen kendileri gibi çok renkli ve çeşitli olduğunu, onların da aynı endişe ve arzuları taşıdığını gözlemliyor: Bir taraftan ilk göçmen neslin ihtiyar adamı ezan vaktini beklerken, camide olup bitenleri kendi köşesinden izliyor. Şüphesiz bu yaşlı adamın pek çok Alman iş arkadaşı olmuştur. Fakat, bu arkadaşlarının neredeyse hiçbirinin bir camiyi ziyaret etme isteği olmamıştır. Belki de bu ihtiyar şimdi, camilere olan bu ilginin nereden kaynaklandığını merak ediyor ve genç Müslüman neslin niye böyle bir program organize ettiğini merak ediyordur. Ve belki de bu ilk neslin yaşlı temsilcisi, kendisinin şu genç gibi bir görevi olduğunun da şuurunda değildi. Zira o aslında, göçmen işçi olarak geldiği bu ülkede çok da uzun kalmayacaktı. Yani, toplumla bu kadar içli dışlı olmalarını gerektirecek bir durum ya da ihtiyaç vaki değildi.

Bu arada, camiin girişinde küçük bir kız çocuğu babasının kolundan tutup babasını, şeker-çikolata alabileceği cami lokaline doğru çekiştiriyor. Ama babası, bu küçük kızcağızın çekiştirmesine rağmen keyfini bozmadan, Cemiyet başkanı ile sohbet etmeye devam ediyor. Ve Kız, haftasonunda kardeşiyle birlikte camiye gidip, din derslerine katılıyor.

Ayrıca günün ana programı için hazırlıklar sürdürülmektedir. Genç erkek ve kızlar misafirleri buyur edip ve onlara eşlik ederler. Zira az sonra bir tanıtım konuşması yapılacaktır. Programın organizesine yardımcı olanların bir kısmı üniversite ya da meslek eğitiminden arta kalan zamanlarında Cemiyetin gençlik çalışmalarına iştirak eder, burada ev ödevlerine yardım dersleri verir, geziler, eğitim programları ve Müslüman veya gayr-ı Müslim diğer gençlerle buluşma programları düzenlerler. Gençler bu hizmetleri, inandıkları dinlerinin kendilerine yüklediği bir sorumluluk duygusu ile yaparlar. Bu Açık Cami Günün'de yapılacak olan konuşmanın ana konusunu teşkil eden peygamberleri (sav) de onların rolmodelidir.

Belki de, Açık Cami Günü'ne gelmiş olan bu ziyaretçi günün ilerleyen saatlerinde, cemiyetin programını yöneten bir Mimarlık öğrencisi ile sohbet edecektir. Program bitip gitmeden önce, mutlaka bir masaya konulmuş olan cami buroşürü, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hadislerinden oluşan afişler ile hadislerin yorumlandığı buroşürler, ayrıca Ramazan ve Müslümanların Bayramları başlıklı buroşürlerden alıp yanında götürecektir.

İşte bu yüzdendir ki, camiye yapılan bu ilk ziyaret sonrasındaki değerlendirmelerin hemen hemen tamamıyla olumlu olmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkü, cami ziyaretçisinin kafasında oluşmuş olan resmin gerçeklikten uzak temelleri artık yok olmuştur. Camiye gelerek böyle bir tecrübe edinmeseydi, belki de kafasındaki yanlış bir Peygamber Muhammed (s.a.v.) resmi ile hayatına devam edecekti. Zira, Allah Resûlü (s.a.v.) Müslümanlar için merhametliliğin ve adilliğin en iyi örneği iken, hiç de az sayıda olmayacak kadar gayr-ı Müslim bu peygamberi ne yazık ki şiddet ve fanatizm ile bağlantılandırıyor. Bir Müslüman için Açık Cami Günü'nün bu yılki sloganı çok da özel bir  anlam ifade etmiyorsa da, bir gayr-ı Müslim'in kulağına “Muhammed” ve “Rahmet” kelimeleri garip, hatta kışkırtıcı gelebilir.

Böyle düşünenlerin büyük bir kısmı, meselâ komşularımız, iş ve okul arkadaşlarımız, aslında bu düşünceye kötü niyetli olduklarından dolayı kapılmıyorla. Bu anlamda Müslümanlar, bu yanlış anlamaya karşı daha hoşgörülü olmak durumundadır. Zira, İslam'ın şiddet eğilimli ve fanatik peygamberi imajı yüz yıllardan beri oluşturulmuş ve nisbi olarak zihinlerde yer etmiş durumdadır. Bu yanlış resim günümüze kadar böyle gelmiştir. Allah Resûlü ile ilgili yanlış anlayışlar genel olarak bilgi yokluğundan kaynaklanıyor. İste bu sebeple 2011 yılı Açık Cami Günü, Müslümanların kendi peygamberleri ile ilgili bakış açılarını belirginleştirmek ve peygamberimiz ile ilgili oluşmuş olan o çarpık resmi düzeltmek için bir fırsat oldu.