“Buraya gelişimizden bu zamana kadar kaldığımız 46 yılı, 3 bölüm halinde 15’er yıla ayırıp incelememiz gerekiyor” diyen Karahan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birinci 15 yıl, 1.neslin dönemidir, bu dönem misafir olarak geçmiştir. Bu dönemin sonuna doğru Türkiye’den gelenler birden kesildi. Bu neslin %80’i camilerimizi inşa etmiş veya oluşturmuştur. İkinci 15 yıl 2.neslin yıllarıdır. Bazıları burada, bazıları da Türkiye’de okumuşlardır. Bu dönem içerisinde çok geri dönüşler olmuştur, bunun sebeplerinden birtanesi de 15.000 DM’lik teşviktir. Üçüncü 15 yıl ise farklı bir dönem olmuştur. Burada doğan, eğitimini burada sürdüren bir nesil meydana gelmiştir. Bu nesil burada evler, camiler satın aldılar. Artık kalıcılığın kesinleştiği dönemdir. Problemlerin arttığı, ayrıca üniversitelere kayıtların ve okumaya yönelen gençlerimizin sayısının hızla yükseldiği dönemdir. Şu anda 44.000 civarında üniversite öğrencisi olan Türk evladımız vardır. Müslümanların sayısı ise 100.000 civarındadır. 64.000 Türk iş adamı vardır. Bunlar yarım milyon insanı istihdam ediyorlar. Artık toplumun her kademesinde söz sahibi olduk. Bize siz ne yaptınız diyenlere ve Verfassungschutz’dasınız diyenlere şu cevabı verebilirsiniz; ‘Biz insanlara Müslüman kimliğini kaybettirmedik’ bu bile bizim için yeterlidir. Ayrıca biz hiçbirsey yapmasaydık, sadece bunu yapsaydık bile, yinede Verfassungschutz’da kayıtlı olacaktık.
 

Avrupa’da bir İslam toplumu var, içinde Millî Görüş var, yani şuurlu Müslüman bir topluluk var. Biz Avrupa Birliği’nin yaşındayız nerdeyse. Biz çok hizmet yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Dördüncü 15 yılın planlamasını iyi yapmalıyız. Bugün dünya gündeminde sadece İslam var. Biz ne yaparsak Allah onun karşılığını verir. 4. neslimizi kurtarmak istiyorsak, şimdiden planımızı yapmalıyız. Her konuyu paylaşalım ki çözümünü beraber arayabilelim”