CUMA HUTBESİ
İsraf ve Tüketim Çılgınlığı
15 Mayıs 2025
Aziz Müminler!
İnsanlar arasındaki huzur, mutluluk ve barışa zarar veren olumsuzluklardan biri de şuursuzca tüketim ve israftır. İsraf, Yüce Rabbimizin istifademize sunduğu nimetleri yersiz ve ölçüsüz kullanmaktır. Yeryüzündeki kaynakları sorumsuzca tüketmektir. Günümüzde israf yemeden içmeye, sözden davranışa, sağlıktan zamana, bilgiden çevreye, emekten enerjiye kadar pek çok alana yayılmıştır. Ne hazindir ki, dünyanın farklı bölgelerinde bir lokma ekmeğe muhtaç insanlar varken, başka bölgelerde tonlarca gıda sorumsuzca çöpe atılmaktadır. Kimi yerlerde içecek bir yudum su bulunamazken başka yerlerde hayat kaynağımız sular israf edilmektedir. Okuduğumuz âyet-i kerîmede Yüce Allah “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.”[1] buyurmuştur. Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz ise “Kibre kapılmadan ve israfa kaçmadan yiyin, sadaka verin ve giyinin!”[2] buyurmuştur.
Değerli Müminler!
En yaygın israf çeşitlerinden birisi de sağlık ve zaman israfıdır. Dünyamıza ve ahiretimize hiçbir katkısı olmayan zararlı alışkanlıklarla bedenimizi ve ruhumuzu tehlikeye atmak, sağlığın israfıdır. Ömür sermayemizi Rabbimizin razı olmadığı söz ve davranışlarla heba etmek, vaktin israfıdır. Sağlığın ve zamanın önemine Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle dikkat çekmektedir: “İki nimet vardır ki insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır. Bu iki nimet, sağlık ve boş vakittir.”[3]
Aziz Cemaat!
İnsan davranışları incelendiğinde, harcamada üç farklı tüketim şekli göze çarpar. Bunlar cimrilik, israf ve iktisat/tutumlu harcamadır. Yüce dinimiz İslam, cimrilik ve israf hususunda insanları ikaz etmiş, doğru olan davranışın iktisat/tutumlu harcama olduğunu ayet ve hadislerle vurgulamıştır. Her hâlimizi bilen Yüce Yaratıcı, tüketim hususundaki zaaflarımızı da bildiği için nimetleri ölçülü kullanma konusunda bizlere uyarılarda bulunmuştur.
İsraf büyük bir günahtır. Bir âyet-i kerîmede “Allah israf edenleri sevmez.”[4] buyurularak nimetleri sınırsız ve sorumsuzca tüketenlerin hoş karşılanmadığı belirtilmiştir. Bir başka âyet-i kerîmede ise “saçıp savuranların şeytanların kardeşleri olduğuna”[5] dikkat çekilmiştir. Çünkü israf, rızkı veren Allah’ın nimetlerine karşı saygısızlık, dünyayı paylaştığımız diğer insanlar ve canlılar için ise bir zulümdür. Kâinatta istifademize sunulan hiçbir nimet keyfimize ve sorgusuz-sualsiz tasarrufumuza bırakılmamıştır. Ancak insanın tabiata karşı sergilediği bencil, dikkatsiz ve vurdumduymaz tutumları sonucu çevrenin maruz kaldığı tahribat, bugün endişe verici ve telafi edilmesi zor bir hâl almıştır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bilinmelidir ki, yaratılış gayesinden uzak bir yaşam süren her insan kendine yazık etmiş, kendini israf etmiştir. Kur’an ve sünnete muhalif bir hayat, Allah ve Resulünü tanımadan geçirilen bir ömür, israf edilmiş bir ömür demektir. Hayatımızın her alanında israfın, sorumsuzca tüketimin yerine tasarrufu hâkim kılalım, tüketirken tükenmeyelim. İsrafı önlemeye kendimizden ve ailemizden başlayalım. Bir lokma ekmeğimiz bile çöpe gitmesin. Bir damla suyumuz bile boşa akmasın. Enerjimiz boşa harcanmasın. Vaktimiz heder olmasın. İlmimiz, emeğimiz ve birikimlerimiz, hasılı insanımız israf olmasın. Unutmayalım ki, israf sebebiyle sadece paramız, malımız ve mülkümüz yok olmuyor. Umutlarımız ve yarınlarımız da yok olup gidiyor.
Hutbemizin başında okuduğumuz hadîs-i şerifin anlamıyla bitirelim. Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Harcamada tutumlu olmak geçimin yarısıdır. İnsanların sevgisini/dostluğunu kazanmak aklın yarısıdır. Güzel soru sormak ise ilmin yarısıdır.”[6]
Cumanız mübarek, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
[1] Furkân suresi, 25:67
[2] Nesâî, Zekât, 66
[3] Buhârî, Rikâk, 1
[4] En’âm suresi, 6:141
[5] İsrâ suresi, 17:27
[6] Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat, 6744; Beyhakî, Şuabu’l-İman, 6568