“İslam’ın en önemli toplumsal dayanışma ve kaynaşma günleri olan Ramazan ve Kurban bayramlarıdır ki, bayramların en önemli özelliği ise sevinçleri paylaşma günleri olmasıdır. Bu yüzdendir ki, Müslümanlar olarak, yakınlarımız ve dostlarımız başta olmak üzere tanıdık ya da yabancı herkesle bayramlaşır, kucaklaşarak kardeşliklerimizi pekiştiririz. Müminler olarak dost ve kardeş olduğumuzu fark etme ve fark ettirme zamanı olan bu bayramda da, kalplerimizdeki sevgiyi daha da açık edelim. Yüce Rabbimiz’in bizlere katından bir müjde ve mükâfat olarak sunmuş olduğu bayramlarda, başta anne ve babamız olmak üzere büyüklerimizi ihmal etmeyelim. Nefsimizin ve bencilliğimizin bizi yönlendirmesine fırsat vermeden kırgınlıkları, dargınlıkları, haset ve nefret gibi duyguları zihnimizden ve davranışlarımızdan söküp atalım.

Bayramımızın coşku ve mutluluğu, çocuk, kadın-erkek, yaşlı demeden tüm Müslümanlarla birlikte yaşanabilirse anlamlıdır. Bu mutluluğumuza gayri müslim komşularımızı ve tanıdıklarımız da dahil edelim. İkramlarımızla, selamlarımızla, sohbetlerimizle onları da kucaklayalım. “İnsanlar için örnek olmak üzere ortaya çıkmış en hayırlı ümmet” olma hikmetini ancak bu şekilde hayata geçirebiliriz.

Bu arada, bizler kendi evimizde bayram coşku ve mutluluğunu yaşarken ümmete ve diğer insanlara karşı sorumluluklarımızı unutmayalım. Dünyada acı ve gözyaşlarının dinmesi için yapabileceklerimizi yapalım, dua edelim, iç dünyamızda onları hissedelim, imkânlarımızı paylaşalım.

Bu vesile ile tüm İslam âleminin Kurban Bayramı’nı tebrik eder, Cenâb-ı Allah’tan, hepimizin kardeşliğini pekiştirmesini, savaşların, çatışmaların son  bulmasını niyaz ederiz.”