Cemiyet Haberleri

Üniversiteliler Yatılı Eğitim Semineri’nde buluştu

02 Şubat 2010

En temel meselemiz kendine ve ait olduğu medeniyete olan güvenini kaybetmiş nesillerle karşı karşıya oluşumuzdur. Bu meselede çözüm: Özgüveni yüksek, hem kendi medeniyetini hem de içinde yaşadığı medeniyeti tanıyan, analiz yapıp kararlar alabilecek nesiller yetiştirmektir.


Hala kendi içimizden çıkmış ilim ve fikir adamlarımız yok denecek kadar az sayıda. Bundan kastımız sadece mensuplarımız tarafından kabul gören değil, bizim dışımızdaki insanlar  tarafından da takdir edilen alanıyla ilgili konularda uzman aramızdan yetişmiş insanlar olmasıdır. Bütün insanlığı kucaklama ve onlara kurtuluş reçetesi sunma iddiası, bütün insanlığı kucaklayabilecek ve onlara kılavuzluk edecek fikirler üretmekten geçmektedir.


Bizim medeniyetimiz ağırlıklı olarak örnek şahsiyetler üzerinden kurulmuş ve gelişmiştir. Bu yolu her ne pahasına olursa olsun yeniden inşa etmemiz gerekmektedir. Bu da ancak yaşayan örneklerle mümkündür. Hayatta olmayan örnekler hayalimizde bir dünya kurdurabilir fakat realite bunun zıddına gelişiyorsa hayalci nesiller yetiştirmekten başka bir şey yapmış olmayız. Daha kötüsü hayallerini realiteye satan nesiller elde edebiliriz ancak. Esneklikleri ahlaksızlığa dönüşmeyecek nesiller yetiştirmeliyiz.

 

Kur'an ve sünnet her zaman temel kaynaklarımız olarak kalacaktır. Fakat bu iki temel kaynağı anlayan nesillerin ortaya çıkardığı geleneği analiz etmeden sözkonusu kaynaklardan en doğru ve verimli bir şekilde istifade edemeyeceğimizi de unutmamalıyız.  

 

Yukarıda ifade edilen düşüncelerle hazırlanan Özel Eğitim Seminerleri, üniversitelerin tatilde olması sebebiyle on iki gün boyunca yoğun bir program altında gerçekleştirildi. Türkiye'den gelen misafir konuşmacıların katılımıyla beraber tam bir zihin fırtınasına dönüşen Yatılı Eğitim Semineri, üniversitelilerin fikir hayatında vizyon oluşturacak dersler silsilesine dönüştü.

 

İslam aleminin asırlardır ilim dünyasına çok büyük katkıları olmuştur. Öyle büyük alimler gelmiş geçmiş ki bırakın eserlerini mütalaa edebilmek; isimlerini ezberlemek, kendilerini tanımak dahi bizler için güç gözükmektedir.


Özellikle fıkıh, tefsir, hadis, kelam dallarındaki eserler her asırda yenilerinin eklenmesiyle binlerce cilt olarak büyük hacimler oluşturmuşlardır. Öyle ki bu ilimlerin herhangi birisiyle ilgilenen kimse, yazılmış eserleri bırakın, matbu olan bütün eserlerden faydalanmak istese neredeyse bu bile mümkün olmamaktadır. Ulaşamadığı bir eser mutlaka bulunur.


Hatta İslam ulemasının özelliklerinden biri de yukarıda sayılan bütün ilimler hususunda eserlerinin bulunmasıdır. Hem de, herbiri hakkında yüksek ihtisas sahibi olarak.
Bizimle onlar arasındaki uçurum günümüzde öyle bir hal almış ki, maalesef onların telif ettikleri eserleri tercüme etme hususunda bile ciddi zafiyetler gösteriyoruz.

İşte bunlardan bir tanesi olan Ömer Nesefi'nin Akaid Metni'ni şerh eden Taftazani'nin Şerhul Akaid kitabıdır. Üniversiteliler Eğitim Başkan Yardımcısı Selman Dilek, Şerhul Akaid derslerini verdi.

 

Bir diğer önemli şahsiyet Ebheri, Hidayetü´l-Hikme ve İsaguci adlı eserleri, başta Selçuklu ve Osmanlı medreseleri olmak üzere İslam dünyasının birçok yerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulan önemli bir düşünürümüz olmasına rağmen, bugüne kadar ne yazık ki hakettiği ilgiden mahrum bırakılmıştır. Bu bağlamda “Mantık bilmeyenin ilmine güvenilmez” diyen Gazali'nin, bu vecizesine sahip çıkan gençler ile, Ebheri'nin İsaguci adlı eserini  Üniversiteliler Eğitim Başkanı Ersin Kocakaya her gün  “İlm-i Mantık'a Giriş” dersleri adı altında işledi.


Türkiye'den misafir seminerist olarak gelen Doktor Müjdat Uluçam, Hadis Usulüne Giriş dersini işlediği seminerlerinde, hadis ilminin temel kavramlarını tasnifsel şekilde ele aldı. Üniversiteliler, seminerlerin haricinde molalarda da konuşmacılarla sohbet etme imkanı buldular.

Programın en önemli unsurlarından biri de, katılımcı her üniversitelinin, daha evvelden hazırladığı kitap özetlerini diğer katılımcılara sunmasıydı. Muhtelif kitapların konu edinildiği özet sunumları sayesinde hem üniversitelilerin kitap dağarcığı gelişti hem de kendi fikirlerini beyan edebilecekleri müsbet bir tartışma ortamı oluştu.


Seminerlerin dışında yine ders niteliğinde sayılabilecek “Sinema Akşamları” ile günün yorgunluğunun atıldığı YES'te, sanatsal değerler taşıyan, üzerinde düşündürüp yorum yaptıran türde filmler seyredildi.

Programın son gününde, İslam Toplumu Milli Görüş'ün üzerindeki haksız itham ve yargıların nasıl asılsız iddialardan ibaret olduğunu aktarmak için, IGMG Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu söz aldı. İddiaların asılsızlığını ispatlarıyla ortaya koyan Yeneroğlu, “Bu gibi ithamlarla ne bizi davamızdan vazgeçirebilirler ne de yolumuzda yürümekten yıldırabilirler“ dedi.(ik)

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com