CUMA HUTBESİ

Hutbe – İnfak ve yardımlaşma

14 Ekim 2005

Aziz ve muhterem müslümanlar!

İslam’ın beş temel esasından biri olan Zekat ibadeti, dinen zengin sayılan varlıklı müslümanların mülklerinden ayırarak Allah’ın belirlediği 8 sınıf insana vermesi demektir. İslamın bu güzel emri, bir ibadet anlayışıyla, şuurlu bir şekilde yerine getirildiği zaman, toplum bir İnfak Medeniyeti haline dönüşür. Bir birlerini gözeten insanların oluşturduğu bir toplum, sevgi toplumudur, huzur toplumudur.

Üzülerek ifade edelim ki, çağımızda, insanlığın durumu hiç te iç açıcı değildir. Çünkü, günümüzde, bencillik alabildiğine yayılmakta ve “insan insanın kurdudur” anlayışı hüküm sürmektedir. Öyle ki, küreselleşme sürecini yaşayan günümüz dünyasında, küreselleşme, küçük bir azınlığın zenginleşmesi, büyük bir çoğunluğun da fakirleşmesi olarak tecelli etmektedir. İstatistikler ve uluslararası kurumların raporları bu gerçeği net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bugün dünyamızda 2.5 milyar insan açlık sınırının altında yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmaya göre, nerede ise, hergün 24 bin kişi açlıktan veya açlıkla ilgili nedenlerden dolayı ölmektedir. Bir tarafta açlığa maruz kalan 3 milyara yakın insan, diğer bir tarafta ise, aşırı tüketim hastalığının bir tezahürü olarak servet harcayan insanlar.. Bir yandan su bulamadıklarından dolayı ölüme mahkum, muhtaç insanlar, diğer yanda ise, yığılmış servetlerinden su gibi para harcayanlar…

Değerli kardeşlerim!

Böyle bir ortamda, İslam’ın şefkat eliyle şekillenen “İnfak Medeniyeti”nin önemi ve kıymeti daha net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bakın İslam tarihine.. Ümmetine örneklik teşkil eden ve bir gece dahi altınla sabahlamaktan içtinab eden Hz. Muhammed Mustafa’ya bakın! Bir de, Allah Rasülü (s.a.) “Evinde çocuklarına ve ailene ne bıraktın?” diye sorduğunda “Allah ve Rasülü’nün sevgisini bıraktım” diyen bir Hz. Ebu Bekir adanışına bakın!

Bu çağa ve insanlığa, hayatiyet katmak için, Hz. Muhammedi merhametle yetişmiş insanların nefesine çok büyük ihtiyaç var! Bunun için, mü’minler sadakalarını ince bir dikkat ve hassasiyetle mutlaka verilmelidirler.. Çünkü sadaka, malı kirden temizler, arındırır. Malın şükrü eda edildiği için, bereketlenir. Netice olarak toplum, huzur, ve barış toplumu olur.

Aziz kardeşlerim!

Biz müslümanlar, komşumuz, yakın ve uzak çevremiz açken tok yatamayız; onlar felaketlerin altında inlerken kayıtsız kalamayız! Afrika’nın çığlığını; susuzluğunu duymalıyız… Deprem ve sel felaketlerine maruz kalan insanlara yardım elimizi uzatmalıyız.

Maddi gücü olduğu halde vermeyen mü’min, kıyamet gününde  Yüce Allah’ın huzurunda utanacaktır. Bu sebeple, gönüllü bir ödeme şekli olan sadkalarımızı samimi ve ihlaslı bir şekilde Allah’ın rızasını gözeterek verelim. Yüce Allah buyuruyor: “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.“ (Bakara, 2/261)

Aziz müslümanlar !

Bildiğiniz gibi hafta içinde vucudumuzun bir parçası olan Pakistan büyük bir yara aldı. Pakistan bugün ağlıyor; bizler, onların acılarını içimizde hissediyoruz. Bu depremde 30 bini aşkın müslüman can verdi, yüz binlercesi yaralandı; bir o kadarı da evsiz kaldı. Bugün yardım günüdür. Bu mübarek Ramazan’da bizler rahat ve huzur ortamında iftarlarımızı yaparken oralardaki kardeşlerimiz yaralarını sarmaya çalışıyor. Biz de bugün sizleri hep beraber Pakistan’daki kardeşlerimizin yaralarını sarmaya, bir nebze de olsa merhem olmaya davet ediyoruz.

Çok önemli bir ibadet olan infak görevini en güzel bir şekilde yerine getireceğinizi ümid ediyor, tuttuğunuz oruçlarınızın ve diğer tüm ibadetlerinizin kabulünü Yüce Allah’tan (cc) diliyorum.

IGMG İrşad Başkanlığı

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com