CUMA HUTBESİ

Hutbe- Gerçek güzelliğin peşinde olalım

05 Kasım 2010

Muhterem müminler,

Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'inde insanı peşinden sürükleyen ve onu etkileyen güzelliklerden ve nimetlerden bahsetmiş, asıl güzelliklerin kendi katında olduğunu haber vererek şöyle buyurmuştur: “Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.” (Al-i İmran Suresi, [3:14]) Ayet-i celilede dünyanın en değerli nimetlerinin sayıldığı ve bu nimetlerin karşısında insanoğlunun adeta vurgun yemişçesine onların peşinden koşturduğu anlatılıyor.  Bunların; geçici ve fani şeyler olduğu, gerçek ve değişmeyen, eskimeyen güzelliklerin ve nimetlerin Allah katındaki güzellikler olduğu ayette beyan ediliyor. Bir sonraki ayette ise, Rabbimiz, “(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür.” (Al-i İmran Suresi, [3:15]) buyurarak yukarda zikri geçen nimetlerin geçici; en büyük nimetin ise kendi rızası olduğunu haber vermiştir.

Muhterem Müslümanlar,

Cabir b. Abdullah (ra)'den rivayet edilen bir kudsi hadis-i şerifte ise, Peygamber Efendimiz (sav), şöyle buyurmuştur: “Cennet ehli cennete girince, Cenab-ı Hak, size bundan daha efdalini vereyim mi? buyurmuş. Evet Ya Rabbi! ver ama bunlardan daha faziletli olan şey ne ki? diye sormuşlar. Bunun üzerine Allah u zülcelal Hazretleri, 'Bu nimetlerden daha faziletli olan şey, benim sizden razı olmamdır.' buyurmuştur.” (Tefsir-u Taberi, c. 3, shf. 281) Güzelliklerin ve nimetlerin en değerlisi, ebedi istirahat ve neşe yurdu cennet ve içindeki nimetler olduğunu hadis-i şeriften anlıyoruz. Fakat sonsuz mutluluk ve saadetin kaynağının ise Yaratıcımızın rızası olduğunu yine Peygamber Efendimizin lisan-ı paklerinden öğreniyoruz. Bundan da anlıyoruz ki, asıl gönül bağlanacak ve peşine düşülecek güzellikler, bizi Allah(cc)rızasına ulaştıracak ebedi ve gerçek güzellikler olmalıdır.

                                           

Aziz kardeşlerim, 

Dolayısı ile gerçek güzellikler şu gözlerimizle görüp, gönül bağladığımız geçici nimetler değildir. Asıl güzellikler kalp ile sezilen ve zevk ve sefası ebedi olan güzelliklerdir. Elbette bu dünyada elde edilen nimetler de birer kıymet ifade edebilir. Fakat her değeri yerinde değerlendirmek gerekir. Nitekim dünya nimetleri mecazi de olsa kıymetleri bilinirse ebedi nimetlerin öncüsü olabilirler. Çünkü bütün Kadının Gerçek Güzel nimetler ve güzellikler, Allah'ın, birer ihsanı ve ikramıdır Onların da muhafaza edilmesi, yerinde değerlendirilmesi için şükredilmesi gerekir. Nimetinlerin şükrü ise, onları ihsan eden Cenab-ı Hak'kın bilinmesi ve O'na teşekkür edilmesidir.

Bu dünyada bir çok şeye sahip olabiliriz. Malımız, servetimiz, makamımız, toplum içindeki konumumuz, bunların hepsi insan gönlünü çelen, kendisine bağlayan ve peşinden sürükleyen şeylerdir. Fakat hepsi de geçici birer emanettir. Emanetlerin de yerli yerince değerlendirilmesi gerekir. Bundan dolayı da geçici dünya nimetlerine gönlümüzü tamamen kaptırmamalı ve ebedi güzellik ve nimetlerden, bilhassa Allah rızasından bizi mahrum bırakacak bir gaflete düşmemeliyiz. Gerçek güzelliklere bizi ulaştıracak hakikatler yurduna, Allah rızasına yönelmeliyiz.

IGMG İrşad Başkanlığı

Not: Kurban kampanyamızı dile getirelim.

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com