Muhterem Müslümanlar!
Rabbimizin bize bahşettiği hayatın en önemli gerçekliklerinden birisi de maişet hayatımızdır. Başta barınmak, yemek ve içmek olmak üzere, yaşamımızı idame etmek için ister istemez ömrümüz kazanmakla ve kazandığımızı tüketmekle geçmektedir. Yüce Allah “Öyleyse, Allah’ın size rızık olarak verdiği helal ve temiz nimetlerden yiyin. Eğer yalnız Allah’a kulluk yapıyorsanız Onun nimetlerine şükredin.”^[1] diye buyurmaktadır. Allah’a, Resulüne ve ahiret gününe iman eden bir mümin, kazancının helal olmasıyla ilgili olduğu kadar, tükettiğinin de helal olması hassasiyetine sahiptir.

Değerli Müminler!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e “En faziletli kazanç hangisidir?” diye sorulduğunda O, “Helal bir alışveriş ve kişinin el emeğiyle kazandığıdır.” diye cevap vermiştir.^[2] Haram yoldan edinilen kazancın, insanın kendisine de aile efradına da bir faydası olmaz. Bilakis haram yolla gelen, haram yolla gider. Kaynağı temiz olmayan su, aktığı yeri muhakkak kirletir. Farkında olarak veya olmayarak haram yendiğinde ise maneviyat zedelenecek ve asli cevherimiz olan ruh dünyamız yıpranacaktır. Sevgili Peygamberimiz “Sizden birinin ağzına toprak koyması, Allah’ın haram kıldığı bir şeyi yemesinden daha iyidir.”^[3] diyerek, haram yemek ve içmekten sakınmamızı öğütlemiştir.

Aziz Kardeşlerim!
Elbette İslam’da helaller de haramlar da Kur’an ve sünnetle sabittir. Hiç kimse Allah’ın dininde helal ve haramları belirleme yetki ve salahiyetine sahip değildir. Kur’an-ı Azîmüşşân’da bu durum “Hiçbir delile dayanmadan sırf dillerinizin yalan yere nitelendirmesiyle, ‘Şu helaldir, şu haramdır’ demeyin. Böyle yapmakla Allah adına yalan uydurmuş olursunuz. Allah adına yalan uyduranlar ise asla kurtuluşa eremezler.”^[4] ayetiyle net bir şekilde ortaya konmuştur. Hiçbir şahıs ve kurum, kendi anlayışları çerçevesinde helalleri haram, haramları ise helal kılamaz. Âlemlerin yegâne sahibi olan Allah’ın belirlediği ölçüler ortadadır ve kıyamete kadar değişmeyecektir.

Kıymetli Cemaat!
İçinde yaşadığımız çağ tüketim çağıdır. Sınırsız ve sorumsuz tüketimin faturası artık belirgin bir hal almaya başlamıştır. İklim değişikliklerinden tutun, havanın kalitesini yitirmesinden ve su kaynaklarının tükenmesine kadar çevreye zarar verir hâle gelmiştir. Bu tüketim çılgınlığına neden olan ise kanaat ahlakının unutulması ve israfın artmasıdır. Mevlamız “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”^[5] demektedir. İslam’da israf etmek tıpkı içki içmek, domuz eti yemek ve zina etmek gibi haramdır. Bir başka ayette ise “Onlar, harcadıklarında ne israf eder ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisi arasında orta bir yol tutarlar.”^[6] diye buyurularak, bir müminin tüketim ahlakının nasıl olması gerektiği belirtilir. Dengeli bir tüketim tarzının hem Allah’a karşı vazifemiz hem de çevreye karşı sorumluluğumuz olduğunun idrakinde olalım.

Kıymetli Müslümanlar!
Bugün helal tüketim bilincinin korunabilmesi için ortak bir helal anlayışına, güvenilir standartlara ve bağımsız denetime ihtiyaç vardır. İşte bu noktada EHZ Avrupa Helal Sertifikalama Enstitüsü önemli bir görev üstlenmektedir. www.eurohalal.eu internet adresinden takip edebileceğiniz kurumumuz, ürünlerin ve üretim süreçlerinin helal ve tayyib ölçülere uygunluğunu denetlemekte, Müslüman tüketicilerin haklarını korumakta ve güven içinde alışveriş yapmalarına katkı sağlamaktadır. Geliniz, ailemiz ve çocuklarımız için helale sahip çıkalım, şüpheli şeylerden uzak duralım. EHZ gibi güvenilir kurumları takip edelim, destek olalım, helal bilincinin ümmetçe yaşatılmasına katkıda bulunalım.

Hutbemizi Resûlullah (s.a.v.)’in duasıyla bitirelim: “Allah’ım! Bana helal rızıklarından nasip ederek beni haramlarından koru! Lütfunla beni Senden başkasına muhtaç etme.”^[7] Amin!

[1] Nahl suresi, 16:114

[2] İbn Hanbel, III, 467

[3] İbn Hanbel, II, 258

[4] Nahl suresi, 16:116

[5] A’râf suresi, 7:31

[6] Furkân suresi, 25:67

[7] Tirmizî, Deavât, 110

Hutbe – Türkçe

Hutbe – Almanca

Hutbe – İngilizce

Hutbe – Fransızca

Hutbe – Arapça

Hutbe – Felemenkçe

Hutbe – İsveççe